18 Eylül 2008 Perşembe

BİYOGAZIN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ

BİYOGAZIN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ

Biyogaz, hayvansal ve bitkisel atıkların oksijensiz ortamda ayrışması sonucu ortaya çıkan bir gaz karışımıdır. Bileşiminde % 60-70 metan (CH4), % 30-40 karbondioksit (CO2), % 0-2 hidrojen sülfür (H2S) ile çok az miktarda azot (N2) ve hidrojen (H2) bulunmaktadır.

Biyogaz üretiminde kullanılabilecek bazı atıklar

Hayvansal Atıklar : Sığır, at, koyun, tavuk gibi hayvanların gübreleri, insan dışkısı, mezbaha atıkları ve hayvansal ürünlerin işlenmesi sırasında ortaya çıkan atıklar

Bitkisel Atıklar : İnce kıyılmış sap, saman, mısır artıkları, şeker pancarı yaprakları gibi bitkilerin işlenmeyen kısımları ile bitkisel ürünlerin işlenmesi sırasında ortaya çıkan atıklar.

Biyogaz üretiminde hayvansal ve bitkisel atıklar tek başına kullanılabileceği gibi belli esaslar doğrultusunda karıştırılarak da kullanılabilir.

Biyogaz, temiz ve mavi bir alevle yanar.

Biyogaz, kullanılmadığı zaman çürük yumurta kokusundadır ancak yanarken bu koku kaybolur. Bu özellik, biyogazı ileten borularda kaçak olup olmadığını anlamada kolaylık sağlar.

Biyogaz çok düşük sıcaklıklarda (-164 °C) sıvılaştırılabilmektedir. Bu işlem çok pahalıdır bu nedenle gaz tüplerinde depolanması ekonomik değildir. Genellikle gaz halinde kullanılmaktadır.


BİYOGAZ ÜRETİMİNİN YARARLARI

Ülkemizde hayvansal ve bitkisel atıklar, çoğunlukla ya doğrudan doğruya yakılmakta veya tarım topraklarına gübre olarak verilmektedir. Ancak atıkların yakılarak ısı üretiminde kullanılması daha yaygın olarak görülmektedir. Bu şekilde istenilen özellikte ısı üretilemediği gibi, ısı üretiminden sonra atıkların gübre olarak kullanılması da mümkün olmamaktadır. Biyogaz teknolojisi ise organik kökenli atıklardan hem enerji eldesine hem de atıkların toprağa kazandırılmasına imkan vermektedir.



1 m3 biyogazın etkili ısısı;

0.62 l gazyağının

1.46 kg odun kömürünün

3.47 kg odunun

0.43 kg bütan gazının

12.30 kg tezeğin

4.70 Kwh elektriğin

1.18 m3 havagazı’nın

sağladığı etkili ısıya eşdeğerdir.
1 m3 biyogaz
= 0.66 l motorin

= 0.75 l benzin

= 0.25 m3 propan

= 0.2 m3 bütan

= 0.85 kg kömür


Biyogaz temiz ve ısı değeri yüksek bir enerji kaynağıdır.

Biyogaz üretiminden sonra atıklar yok olmamakta üstelik çok daha değerli bir gübre haline dönüşmektedir.

Biyogaz üretimi sonucu hayvan gübresinde bulunabilecek yabancı ot tohumları çimlenme özelliğini kaybetmektedir.

Biyogaz özellikle kırsal kesimde çevre sağlığını olumlu etkilemektedir. Çünkü; biyogaz üretimi sonucunda hayvan gübresinin kokusu hissedilmeyecek ölçüde yok olmaktadır. Ayrıca gübrelerden kaynaklanan insan sağlığını tehdit eden hastalık etmenleri büyük oranda etkinliğini kaybetmektedir.


BİYOGAZIN KULLANIM ALANLARI

Biyogaz, çok yönlü bir enerji kaynağı olarak doğrudan ısıtma ve aydınlatma amacıyla kullanıldığı gibi, elektrik enerjisine ve mekanik enerjiye çevrilmesi de mümkün olmaktadır.

Biyogazın ısıtmada kullanımı

Biyogazın yanma özelliği bileşiminde bulunan metan (CH4) gazından ileri gelmektedir. Biyogaz, hava ile yaklaşık 1/7 oranında karıştığı zaman tam yanma gerçekleşmektedir.

Isıtma amacıyla gaz yakıtlarla çalışan fırın ve ocaklardan yararlanılabileceği gibi termosifon ve şofbenler de biyogazla çalıştırılarak kullanılabilir.

Biyogaz, sıvılaştırılmış petrol gazı ile çalışan sobaların meme çaplarında basınç ayarlaması yapılarak kolaylıkla kullanılabilmektedir. Biyogaz sobalarda kullanıldığında bünyesinde bulunan hidrojen sülfür (H2S) gazının yanmadan ortama yayılmasını önlemek üzere bir baca sistemi gerekli olmaktadır. Bu nedenle, daha sağlıklı bir ısınma için kalorifer sistemleri tercih edilmektedir.
Biyogazın aydınlatmada kullanımı

Biyogaz, hem doğrudan yanma ile hem de elektrik enerjisine çevrilerek de aydınlatmada kullanılabilmektedir. Biyogazın doğrudan aydınlatmada kullanımında sıvılaştırılmış petrol gazları ile çalışan lambalardan yararlanılmaktadır. Bu sistemde aydınlatma alevini arttırmak üzere amyant gömlek ve cam fanus kullanılmaktadır. Cam fanus ışığı sabitleştirdiği gibi çıkan ısıyı geri vererek alevin daha fazla olmasını sağlamaktadır.


Biyogazın motorlarda kullanımı

Biyogaz, benzinle çalışan motorlarda hiçbir katkı maddesine gerek kalmadan doğrudan kullanılabildiği gibi içeriğindeki metan gazı saflaştırılarakta kullanılabilmektedir. Dizel motorlarda kullanılması durumunda belirli oranda (% 18-20) motorin ile karıştırılması gerekmektedir.

BİYOGAZ TESİSLERİNİN TASARIMI

Biyogaz üretimi iki ayrı yöntemle gerçekleşmektedir.

Kesik besleme yöntemi: Tesis hayvansal ve/veya bitkisel atıklarla doldurulmakta ve alıkoyma-bekleme süresi kadar beklenmektedir. Bu süre sonunda tesis tamamen boşaltılmakta ve işlem sürekli tekrarlanarak gaz üretimi sağlanmaktadır.
Sürekli besleme yöntemi: Tesis hayvansal ve/veya bitkisel atıklarla doldurulmakta ve alıkoyma süresi kadar beklenmektedir. Daha sonra biyogaz üretim tankının (fermantör) sıcaklığına bağlı olarak günlük beslemelere geçilmekte ve sürekli gaz üretimi sağlanmaktadır.


Birçok ülkede biyogaz tesisleri planlanan amaca göre farklı teknolojiler kullanılarak inşaa edilmektedir. Biyogaz tesisleri, aile tipi (6-12 m3 kapasiteli) çiftlik tipi (50-100-150 m3 kapasiteli), köy tipi (100-200 m3 kapasiteli) tesisler olarak ele alınabileceği gibi başta Almanya olmak üzere Amerika, Danimarka, İsviçre gibi pek çok ülkede 1000-10.000 m3 kapasiteli biyogaz tesisleri işletilmektedir.


Aile tipi 6-12 m3 kapasiteli sabit kubbeli biyogaz tesisleri Çin’de çok yaygın bir biçimde kullanılmakta ve bu tip tesislerde oluşan biyogaz tesis içinde (kubbe bölümünde) toplanmakta ayrı bir gaz depolama tankı kullanılmamaktadır. Ancak bu durum biyogazın kullanımı sırasında gaz basıncının düşmesine neden olmakta dolayısıyla gaz basıncı sabit kalmamaktadır. Yeterli gaz basıncını sağlamak üzere Çin tipi tesisler genellikle kullanım yerlerine yakın kurulmaktadır. Büyük kapasiteli tesislerde ise oluşan biyogaz, tesisten ayrı veya tesis içinde sabit olmayan bir yerde toplanmakta (gaz depolama tankı) ve gaz basıncının sabit kalması sağlanabilmektedir. Bu tip biyogaz tesislerine en çok Hindistan’da rastlanmaktadır.

Aile tipi biyogaz tesisleri dışındaki diğer tesislerin çoğunda biyogazın oluştuğu ortamın (fermantör) ısıtılması optimum biyogaz üretimi için gerekli olmaktadır.

Biyogaz üretiminde ortam sıcaklığı çok önemlidir. Genel bir kural olarak bu sıcaklığın 30-35 °C olması istenir. Isıtmalı olmayan tesislerde özellikle kış aylarında sıcaklığın bu derecelere ulaşması mümkün değildir. Sıcaklığın 10 °C’nin altına düşmesi biyogaz üretimini durdurabilmektedir.

Biyogaz tesislerinde ısı kontrolünün sağlanması amacıyla güneş enerjisinden yararlanılabileceği gibi en pratik ve en yaygın kullanılan sistem, tesis içine yerleştirilen serpantinlerden yararlanmaktır (sıcak su boruları). Bu sistemde su, tesis tarafından sağlanan biyogazla ısıtılarak sirkülasyon pompası ile tesis içine yerleştirilen serpantinler içinde dolaştırılarak ısıtma sağlanmaktadır.

Biyogaz Tesislerinin Kapasitelendirilmesi

Biyogaz tesisleri projelendirilirken öncelikle kapasitenin tesbiti gerekmektedir. Bunun için tesiste, sadece hayvan gübresi kullanılacaksa; günlük ortaya çıkan gübre miktarı, hayvanların beslenme şekilleri ve gübrelerin katı madde miktarları bilinmelidir.

Günlük ortaya çıkan gübre miktarı: Hayvanların gübre verimleri cinslerine göre değişik miktarlarda olabilmektedir. Gübre miktarının hesabında; büyükbaş hayvanlar için 10-20 kg/gün (yaş) gübre verimi kabul edilebileceği gibi canlı ağırlığın % 5-6’sı da günlük gübre miktarına esas alınabilir. Aynı şekilde koyun ve keçi için 2 kg (yaş)/gün veya canlı ağırlığın % 4-5’i günlük gübre üretimi olarak kabul edilebilmektedir. Tavuk için günlük gübre üretimi ise 0.08-0.1 kg (yaş)/gün veya canlı ağırlığın % 3-4’üdür.

Hayvanların beslenme şekilleri: Hayvanların mer’a da veya ahırda beslenmeleri günlük gübre üretimini etkiler.

Gübrelerin katı madde oranları: Optimum biyogaz oluşumu için tesis içi gübre-su karışımının katı madde oranının % 7-9 olması gerekmektedir. Katı madde oranları; sığır gübresinin % 15-20, tavuk gübresinin % 30, koyun gübresinin ise % 40 civarındadır.

Bilinmesi gereken diğer bir konu ise hayvan gübrelerinin değişik sıcaklıklarda optimum alıkoyma-bekleme süreleri ve biyogaz üretim miktarlarıdır.

20 büyükbaş hayvanı olan bir çiftçi ailesi için gerekli olan biyogaz tesisinin kapasite hesabı aşağıda verilmiştir;

Kabuller:
Fermantör sıcaklığı : 30°C

Üretilen gübre miktarı : 10 kg (yaş)/gün/hayvan
Gübrenin katı madde oranı : % 20
Alıkoyma-bekleme süresi : 30 gün
Gübrenin yoğunluğu : 975 kg/m3
Günlük gübre üretimi : 20x10 = 200 kg (ağırlık olarak)
200/975 = 0.205 m3 (hacim olarak)
Tesise günlük beslemede verilecek su miktarı : 200 kg (% 10 katı maddenin sağlanması için gerekli su miktarı)
Tesisin hacmi : 200 x 2 x 30 /1000 = 12 m3

12 m3 kapasiteli bir biyogaz tesisinden yukarıda belirtilen koşullarda günlük elde edilebilecek biyogaz miktarı 6-7 m3 civarındadır.


Bu hesabı tavuk gübresi için yaptığımız takdirde, yine tesisi 30 °C’de çalıştırdığımızı kabul edersek, 12 m3 kapasiteli bir tesis için gerekli olan tavuk sayısı yaklaşık 2000’dir ve bu tesisten günde 14-15 m3 biyogaz elde edilebilir.

Aşağıda tavuk ve büyükbaş hayvan işletmelerinin hayvan sayılarına bağlı olarak kurabilecekleri biyogaz tesislerinin; büyüklüğü, günlük biyogaz üretimleri ve bu gazın etkili eşdeğer ısı karşılığı LPG miktarları verilmiştir.

İşletmelerin Hayvan Sayısı
Uygun Tesis Büyüklüğü

(m3)
Günlük Beslemeler İçin Gereken Gübre

(kg(yaş)/gün)
Üretilebilecek

Biyogaz Miktarı

(m3/gün)
Eşdeğer

LPG Miktarı

(kg)

2.500 adet tavuk
15
200
17
7

5.000 adet tavuk
30
400
34
14

10.000 adet tavuk
60
800
68
28

20.000 adet tavuk
120
1600
136
56

50.000 adet tavuk
300
4000
340
140

5 adet büyükbaş
5 m3
75
2,5
1

10 adet büyükbaş
10
150
5
2
50 adet büyükbaş
50
750
25
10
100 adet büyükbaş
100
1500
50
20
Kabuller: Fermantör sıcaklığı: 30 °C, gübrelerin katı madde oranı: büyükbaş hayvan için 15 kg (yaş)/gün, tavuk için 0.08 kg (yaş)/gün, alıkoyma-bekleme süresi: büyükbaş hayvan için 30 gün, tavuk için 24 gün.

Biyogaz tesislerinin tasarımında ele alınması gereken diğer konular ise;

tesisin kurulacağı yerin seçimi

tesis inşaatı, tesisin yalıtımı

tesisin ısıtılması, tesisin işletme koşulları

biyogazın depolanması ve dağıtımı

biyogazın taşınması,

biyogaz kullanım araçlarının belirlenmesi,

tesisten çıkan biyogübrenin depolanması, tarlaya taşınması ve dağıtımı gibi esaslarının önceden ortaya konmasıdır.

Bütün bu temel konular hakkında yeterli teknik bilgiye sahip olmadan bir biyogaz tesisi yapmak ve işletmek mümkün değildir.

Biyogaz tesislerinden çıkan gübre (fermente gübre) sıvı formdadır.



Fermente gübre

Tarlaya sıvı formda uygulanabilir.

Granül haline getirilebilir.

Beton veya toprak havuzlarda doğal kurumaya bırakılabilir.


ÜLKEMİZDE BİYOGAZ ÜRETİMİ KONUSUNDA YAPILAN ARAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇALIŞMALARI

Ülkemizde biyogaz üretimi ile ilgili araştırma çalışmaları en yoğun biçimde 1980-86 yılları arasında Merkez TOPRAKSU Araştırma Enstitüsünde (Köy Hizmetleri Ankara Araştırma Enstitüsü) yürütülmüş ve biyogaz üretimi ile ilgili birçok temel bulgular elde edilmiştir. Aynı zamanda, yapılan araştırma, uygulama, eğitim ve yayım çalışmaları başarılı sonuçlar vermiş, kamuoyunun ilgisi çekilmiş ve önemli düzeyde bilgi birikimi sağlanmıştır. Söz konusu Enstitü’de kurulan biyogaz laboratuvarında yürütülen araştırmalar ve elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir.
-YIL 1982-
1- “Sığır-Koyun-Tavuk Gübreleri ve Bunların Karışımlarından Elde Edilebilecek Biyogaz Verimleri”. Araştırma fermantör sıcaklığı 30 °C’de sabit tutulan 1 m3 kapasiteli prototip biyogaz tesislerinde yürütülmüştür. En yüksek biyogaz verimi tavuk gübresinden elde edilmiştir (1215.6 l./m3). Tavuk gübresinin karışıma girdiği konularda biyogaz üretimi artmıştır.

2- “Ankara Koşullarında 12 m3 Kapasiteli TOPRAKSU Tip A Biyogaz Tesisinde Sığır Gübresinin Biyogaz Verimi”. Araştırma sabit kubbeli (Çin Tipi) biyogaz tesisinde yürütülmüş, fermantör sıcaklığına müdahale edilmemiştir. Fermantör sıcaklığı 9 °C’de biyogaz verimi 1.4 m3/gün, 20 °C’de 5.9 m3/gün olmuştur.

3- “Ankara Koşullarında 28 m3 Kapasiteli Biyogaz Tesisinin Gaz Verimi”. Bu araştırma, çiftlik tipi ısıtmalı ve gaz depolama tankı tesisten ayrı olan bir biyogaz tesisinde, karıştırma sistemlerinin karşılaştırılması amacıyla yürütülmüştür. Tesis sıcaklığı 20 °C ile 30 °C arasında tutulmuş, mekanik karıştırmalı uygulamadan 9.97-25.05 m3/gün, babılgan (kabarcık tüfeği) ile karıştırmalı uygulamadan ise 7.64-14.56 m3/gün biyogaz elde edilmiştir.

4- “Değişik Sıcaklıklarda Sığır ve Tavuk Gübrelerinden Elde Edilen Biyogaz Miktarları” Sığır ve tavuk gübresinden 9-18-27 ve 36 °C’de elde edilebilecek biyogaz miktarları araştırılmış ve sonuçlar aşağıda verilmiştir.

Sığır ve Tavuk Gübrelerinin Değişik Sıcaklıklarda Biyogaz Verimleri

Fermantör Sıcaklığı (°C)
Sığır Gübresi (l./m3)
Tavuk Gübresi (l./m3)

9
101,4
253,3

18
339,7
448,0

27
509,8
1008,9

36
686,0
1266,2


5- “Değişik Besleme Aralıklarında Sığır ve Tavuk Gübrelerinden Elde Edilen Biyogaz Miktarları” Fermantör sıcaklıkları 30 °C’de sabit tutularak hergün, üç günde bir, beş günde bir ve yedi günde bir besleme yapılmıştır. Sığır gübresinden en yüksek biyogaz verimi, beş günde bir beslenen konudan sağlanırken (785.7 l./m3) tavuk gübresinden en yüksek biyogaz verimi hergün beslenen konudan elde edilmiştir (1099.7 l./m3).

6- “12 m3 Kapasiteli Biyogaz Tesisinde Tavuk Gübresinin Gaz Verimi” Doğal koşullarda yürütülen araştırmada fermantör sıcaklığı 5-19 °C arasında gerçekleşmiştir. Tesisten 10 °C’de 2.4 m3/gün, 15 °C’de 4.8 m3/gün ve 19 °C’de 6.9 m3/gün biyogaz elde edilmiştir.

Biyogaz üretim teknolojisinin ülkemizde başarılı olabilmesi için daha pek konuda araştırma yapılması gerekmektedir. Bugüne kadar yapılan araştırmalar belirli bir bilgi birikimi sağlamıştır. Ancak bu yeterli değildir. Yapılması gereken araştırmalarda öncelik verilecek konular aşağıdaki gibi sıralanabilir;

Biyogaz tesislerinin inşaat tiplerinin bölge koşullarına göre geliştirilmesi,

Ucuz ve yöresel izolasyon materyallerinin saptanması,

Biyogaz kullanım araçlarının geliştirilmesi,

Bitkisel atıklardan da biyogaz elde edilmesi olanaklarının saptanması,

Biyogaz tesislerinden çıkan gübrenin bitkisel üretime ve toprak özelliklerine etkilerinin araştırılması,

Biyogaz tesislerinden çıkan gübrenin araziye taşınımını ve dağıtımını sağlayıcı mekanizasyonun geliştirilmesi,

Biyogazın çevre sağlığına olan katkılarının saptanması.

Biyogaz üretim teknolojisinin kırsal kesimde yaratacağı sosyo-ekonomik etkilerinin araştırılması.

Biyogaz üretimi konusunda yine 1980-86 yılları arasındaki dönemde; TOPRAKSU Genel Müdürlüğü tarafından her il merkezinde 3 adet, bölge merkezlerinde ise 5 adet biyogaz tesisinin yapılması planlanmış ve bu tesislerin çoğu işletmeye açılmıştır. Diğer taraftan, kendi olanakları ile biyogaz tesisi kurmak isteyen kişi ve kuruluşlara kredi ve teknik yardım olanağı sağlanmıştır.

Köy Hizmetleri Ankara Araştırma Enstitüsü tarafından 1987 yılında yapılan bir anket sonucunda yapımı gerçekleştirilen biyogaz tesislerinin birçoğunun aşağıda özetlenen nedenlerden dolayı işletilemediği tesbit edilmiştir.

Tesis inşaatı konusunda yeterli eğitim sağlanamaması nedeniyle inşaat hataları yapılmıştır.

Tesis sahipleri teknik bilgi yetersizliği nedeniyle tesisleri işletememişlerdir.

Tesis işletmecileri danışman bir kuruluş bulamamışlardır.

17 Eylül 2008 Çarşamba

spa çeşitleri





Tüm spalar aynı değildir. Aslında farklı ihtiyaçlara hizmet eden birçok farklı spa türü vardır.


*Genel Spalar
Misafirlerin neşeli anlar yaşayarak daha sağlıklı hissetmelerini ve yenilenmelerini sağlar. Spa'larda kalp ve ruh sağlığınız için eğitim programları, bedensel fitness aktiviteleri, profesyonelce yönetilen spa servisleri ve sağlıklı spa mutfağı hizmetleri sunuluyor.


*Tatil Spaları

Tatil bölgelerinde oluşturulmuşlardır. Golf, tenis, ata binme ve su sporları gibi tamamlayıcı aktivitelerin sunulduğu, ruhunuzu, beyninizi ve bedeninizi tedavi edebileceğiniz yerlerdir. Menüsü geleneksel yiyecek ve alkol bulunan, sıhhatli spa mutfağından oluşur. Akşamları ise, misafirler dans etmekten ve çocuklar için sunulan canlı eğlencelerle vakit geçirmekten hoşlanabilir.


*İyi Yaşam Spalar

Her misafirin özel sağlık sorunlarına hitap eden özel bir hüner.. Bu tür bir inzivaya çekilme yeri, sağlık problemleriyle gelen misafirlerin yanında, nasıl sağlıklı yaşanabileceğini öğrenmek isteyenleri de ağırlar. Bazı iyi yaşam spaları, diğerleri bütünsel yaklaşımla hizmet sunarken, geleneksel tıbba dayalı bir model izler. Yaşam biçiminde uzmanlaşma kilo verme ve takibi değiştirir. Bu tür spalar tıbba uyarlanmış ve doktor kontrolünü de içeren hizmetler sunar.


*Yurtdışı Spa
Bu spalar bulundukları yerlerin kültürleri kadar çeşitlidirler. Asya'daki ve dünyanın diğer yerlerindeki spalar, yerli tasarımların kullanılması ve şifa geleneğiyle oluşturulurken, çoğu Avrupa spaları eski dünyanın zerafeti ve ferahlığıyla biliniyor.


*Günlük Spa
Bu spalar güzelleştirme, iyileştirme ya da kısa bir süre lüks içinde şımartılma deneyimini sağlamak için tasarlanır. Misafirler, genellikle bir saatlik ya da tüm günü kapsayan tedavi paketleri gibi kişisel tedaviler de alabilir. Günümüzde bu tür günlük spalar, Kuzey Amerika'nın genelinde bağımsız ya da bir sağlık kulübü, otel, alışveriş merkezleri bünyesinde kurulmuştur.


*Tıbbi Spa
İlk amacı ayrıntılı tıbbi bakım sağlamak olan merkezlere, spa hizmetleri, terapi ve tedaviler eklenmesiyle oluşan bu tip spalar, tıbbi ve spa profesyonellerine sahiptir.


*Mineral Spa
Bu tip spalar, doğal mineral, thermal kaynaklarının yerinde ya da deniz suyu kullanarak hidroterapi hizmeti sunar.

kayak merkezleri



*AĞRI-BUBİ DAĞI:
Bubi Dağı'na kurulu kayak merkezi Ağrı şehir merkezine 18 kilometre uzaklıktadır. Kayak merkezinde kayak için en uygun sezon Aralık-Nisan aylarıdır.Kayak merkezinde 600 kişi/saat kapasiteli uzunluğu 1227 metre olan teleski hizmet vermektedir.Kayak merkezinde kar kalınlığı 1-2 metreyi buluyor.

*ANKARA-ELMADAĞ:
Kayak merkezi Elmadağ’ın kuzey yamaçlarında yer alıyor. Ankara’ya 18 kilometre uzaklıkta olan kayak merkezine ulaşım üniversite araçları ve özel araçlarla mümkün. Kayak merkezi Elmadağ’ın kuzey yamaçlarında, 1500-1850 metre yükseklikte , pistler ağaçsız ve alpin çayırlarla kaplıdır. Kar kalınlığı 30-60 santimetre arasında olan kayak merkezinde en uygun kayak sezonu Ocak-Mart arasındadır. Merkezde, 548 metre uzunluğunda saatte 720 kişi kapasiteli bir adet teleski bulunurken, pist kolay ve orta zorluk derecelerinde

*ANTALYA-SAKLIKENT:
Antalya’nın batısında Beydağları üzerinde, Antalya kent merkezine 50 kilometre kuzeybatıda yer alır. Antalya’ya yakınlığı nedeni ile bir günde iki mevsimin birden yaşanabilen ender yerlerden biridir Saklıkent kayak merkezi. İki bin 747 metre yüksekliği olan Bakırlı Dağı’ndaki kayak merkezinde, kayak alanı 2300-2000 metre arasındadır. Kar yağışına bağlı olarak kayak mevsimi 2-3 ay sürüyor. Merkezde, 240 kişi/saat ve 340 kişi/saat kapasiteli 600 ve 800 metrelik 2 adet teleski hizmet veriyor.
*BİNGÖL-YOLAÇTI:
Bingöl şehir merkezine olan uzaklığı ise 25 kilometre olan kayak merkezinde ,karasal iklim görüldüğünden dolayı sezonu aralık ayında başlayıp, mart ayına kadar devam ediyor. Merkezde, uzunluğu 925 metre olan 500 kişi/saat kapasiteli, 499 teleski tesisi bulunuyor. Pist uzunluğu bin metre olan tesisin, acemi ve ileri düzey kayakçılar için güzergahlar bulunuyor.
*BİTLİS-MERKEZ:
Diyarbakır-Tatvan-Van karayolu üzerinde, Van Gölü’nün yaklaşık 25 kilometre güneydoğusunda yer alan merkezde kayak sezonu aralık ayında başlıyor ve nisan ayına kadar devam ediyor. Kayaktesisleri batıdaki Altınkalbur Dağları’nda yer alıyor. Uzunluğu 726 metre, kapasitesi 720 kişi/saat olan bir adet teleski tesisi bulunuyor. Pistler orta ve zor düzeyde zorluk derecelerinde.
*BOLU-KARTALKAYA:
Kayak alanı 1850-2200 metre yükseklik kuşağı üzerinde Kartalkaya, Bolu il merkezinin güneydoğusunda, Köroğlu Dağları üzerinde yer alıyor.Yöre, yarı ılıman iklime sahip.Kayak merkezi Alp kayağı, kayaklı koşu ve tur kayağı için çok uygun koşullara sahip.Kayak için en uygun zaman ise 20 Aralık-20 Mart tarihleri arasında. İki adet telesiej, 6 adet telesiki ve 3 adet baby lift olmak üzere toplam 11 mekanik tesiste toplam taşıma kapasitesi 6000 kişi/saat.
*BURSA-ULUDAĞ:
Uludağ kayak merkezi Bursa’nın 36 kilometre güneyindedir yer alan merkezde kayak alanı 1750-2543 metre yükseklik arasındadır.. Uludağ kayak merkezi Alp ve Kuzey disiplini ile “Tur kayağı” ve “Helikopterli kayak” uygulamaları bakımından uygun coğrafya şartlarına sahip. Tesislerde, snow board, big foot, buz pateni, kar motosikleti aktivitelerde de bulunabiliyor. Kayak için uygun zaman 20 Aralık-20 Mart tarihleri arasındaki dönem. Normal kış koşullarında üç metre dolayında kar yağışı alan yöre, mevsim başında toz kar, sonunda ise ıslak kar niteliği gösteriyor. Oteller bölgesinde 8 telesiyej, 7 telesiki olmak üzere 15 mekanik tesiste 11. bin kişi/saat kapasite mevcut.
*ELAZIĞ-SİVRİCE HAZARBABA:
Elazığ'a 25 kilometre uzaklıkta Sivrice İlçesi sınırlarında Hazarbaba Dağı’nda bulunan merkezde, iki bin 347 metre zirvesi bulunan Hazarbaba Dağı’nda normal kış koşullarında kar kalınlığı 100-200 santimetre civarındadır. Kayak sezonu aralık ayında başlıyor ve mart ayına kadar devam ediyor. Tesisin mevcut tele-ski tesisi, 1700 metreye çıkarılmış, kayak pisti geliştirilerek amatör ve profesyonel kayakçılara yararlanabileceği bir duruma getirilmiştir.
*ERZİNCAN-BOLKAR:
Bolkar dağlarında kurulu kayak merkezi Erzincan’a 40 kilometre mesafede ana yol güzergahındadır. Kayak mevsimi aralık ayında başlıyor ve nisan ayına kadar kayak sürüryor. Kayak merkezinde 1050 metre uzunluğunda, 1200 kişilik bir teleski tesisi ile300 metre uzunluğunda baby-lift tesisi bulunuyor.
*ERZURUM - PALANDÖKEN:
Erzurum’un güneyinde yer alan ve doğu-batı yönünde uzanan Palandöken Dağları üç bin 185 metre zirveye sahiptir. . Kayak alanı 2200-3176 metre yükseklik kuşağı üzerinde yer alırken, karasal iklim nedeniyle, mevsim boyunca “toz kar” üzerinde kayak yapılıyor. 10 Aralık-10 Mayıs arasındaki dönem kayak etkinlikleri için en uygun zaman. Kayak Merkezinde 5 adet telesiyej, 1 adet teleski, 2 adet baby lift ve 1 adet gondol lift hizmet veriyor.
*GÜMÜŞHANE-ZİGANA:
Kayak merkezi Gümüşhane’ye 40 kilometre, Trabzon’a ise 60 kilometre uzaklıktadır. Genellikle ormanlık alan ile kaplı olan kayak merkezinde kayak alanları 1900-2500 metre yüksekliklerinde ve çim ile kaplı. Kayak Merkezinde, kayak sezonu aralık ayında başlıyor ve nisan ayına kadar sürüyor. Kayak merkezinde bir adet teleski, bir adet Baby-Lift tesisi bulunmaktadır. tesisin uzunluğu 661 metre kapasite ise 843 kişi/saat.
*ISPARTA-DAVRAZ:
Kayak merkezi Isparta merkeze 26 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Karasal İklimin hüküm sürdüğü merkezde, kayak mevsimi aralık-nisan ayları arası. Çıplak yapıya sahip olan dağda, çeşitli kış sporlarına imkan veren parkurlar bulunuyor. Uzunluğu 1155 metre olan, 1000 kişi/saat kapasiteli telesiyej tesisi mevcut.
*İZMİR-ÖDEMİŞ BOZDAĞ:
Bozdağı'nda kurulu teisi,Bozdağı Köyü sınırları içinde Ödemiş ilçesi, İzmir ili sınırları içerisindedir. İzmir’e 110 kilometre uzaklığında olan merkezde, aralık ayından mart ayına kadar kayak yapılabilmekte. Kayak alanları 1700-2157 metre yükseklikleri arasında.Özellikle dağın kuzeye bakan yamaçlarında Alp disiplini kayak uygulamaları yapmak için elverişli ortam bulunuyor.
*KASTAMONU-ILGAZ:
Kayak merkezi zirvesi 2850 metre olan Ilgaz Sıradağları üzerinde, Ilgaz Milli Parkı içerisinde, Kastamonu ve Çankırı illeri sınırında yer almaktadır. yer alıyor. Karasal İklime sahip bölgede hakim rüzgar yönü kuzey-kuzeybatı yönlerinde. Kayak mevsimi aralık ayında başlayıp nisanayına kadar sürüyor. Kayak merkezinde bir adet çift iskemleli telesiyej tesisi ile 1 adet teleski tesisi bulunuyor. 700 m. uzunluğundaki telesiyej tesisi 700 kişi/saat kapasitede, 950 m. uzunluğundaki teleski 1000 kişi/saat kapasitede.
*KARS-SARIKAMIŞ:
Kayak merkezi 2634 metre yükseklikte bulunuyor. Kars’a 55 kilometre mesafedeki merkez, kar kalitesi açısından önem kazanıyor. Çamlar arasında toplam 12 kilometreyi bulan 5 etaplı piste sahip 2500 rakımlı Cıbıltepe’nin muhteşem bir doğal güzelliği var. Cıbıltepe’nin kristal karla kaplı olması ise onu kayakçılar açısından daha cazip hale getiriyor. Sarıkamış’ta kayak için en uygun zaman 20 Aralık-20 Mart tarihleri arası. Sarıkamış ve çevresi, Alp disiplini, Kuzey disiplini ve tur kayağı etkinlikleri için çok uygun koşullara sahip. Merkezde 2 adet telesiyej, 1 adet teleski tesisi hizmet veriyor.
*KAYSERİ-ERCİYES:
Sönmüş bir volkan olan ve Orta Anadolu'nun en yüksek doruğu olan Erciyes Dağı yüksek kısımları her mevsim kalıcı kar ile kaplıdır.Erciyes Dağı Kayseri ilinin 25 kilometre güneyinde bulunuyor. Merkez, dağın kuzey yamaçlarında yer alan Tekir Yaylası üzerinde. Kayak için en uygun zaman 20 Kasım-20 Nisan tarihleri arası. Normal kış koşullarında kar kalınlığı 2 metre dolayında bulunuyor. Yaz kayağı, tur kayağı ve helikopterli kayak yapılması mümkün. Kayak merkezinde toplam 1905 kişi/saat 2 adet teleski ve 1 adet telesiyej olmak üzere 3 adet mekanik tesis mevcut.

13 Eylül 2008 Cumartesi

BASKI ve TARİHİ



Ofset Baskı, 1904 yılında, Amerikalı Ira W. Rubel tarafından bulunmuş, genellikle (teneke ofset hariç) kağıt yüzeyine baskıda kullanılan baskı tekniği. Günümüzde kitapların, gazetelerin, dergilerin, broşürlerin, faturaların, kartvizitlerin ve karton ambalajların basımında kullanılır.
Ofset Baskı Makinasının KesitiOfset sistemi aslında taş baskı sistemine benzer, ancak kalıp üzerindeki yükseklik farklarından yararlanmaz. Kalıp yüzeyi düzdür. (Yüzey üzerinde çok küçük bir emülsiyon tabakası kalınlığı farkı vardır ancak bu kalınlık görüntü oluşturmada etkin değildir) Kalıp yüzeyinde iş olan yani basılacak alanlar ve iş olamayan basılmayacak alanlar vardır. İş olan yani basılacak alanlar emülsiyon tabakasıyla kaplıdır. İş olmayan alanlarda ise emülsiyon tabakası yoktur. İş olan yerler mürekkebi, iş olmayan yerler ise suyu tutar. Burada su ve mürekkebin birbirine karışmaması prensibinden faydalanılır. Böylelikle iş olan yerlerde bulunan mürekkep baskıyı gerçekleştirir. Diğer alanlarda mürekkebi iten su olduğu için o bölgelere baskı uygulanmaz.

Bilindiği gibi matbaa Johann Gutenberg tarafından icat edilmiştir. Gutenberg tek tek metal harflerle yüksek baskı tekniğini geliştirmiş. Gutenberg’in bu buluşundan sonra matbaacılık yaygın ve hızlı gelişen bir sektör olmuştur. Matbaanın ilk kez kullanılması Uzakdoğu’da başlamıştır. Bilinen ilk baskı VIII. yy’da Japonya’da yapılmıştır. İmparatoriçe Shotoko Budizm’in kutsal metinlerini Sanskrit dilinde Çin alfabesiyle bastırmıştır.

İlk kez tek tek harfler dökerek baskı yapmayı Pi Sheng (960-1297) adında bir Çinli denemiştir. Pi Sheng porselenden harfler kullanarak matbaanın gelişimine hız kazandırmıştır. Ancak çok harfli Çin alfabesinde tek tek harfler kullanarak baskı yapma nedeni hala anlaşılamamıştır. Matbaa Çinlilerden Uygurlara geçmişlerdir. Uygurların IX. yy’dan itibaren baskı yaptığı bilinmektedir. (Tun-Huang mağarasındaki buluntular.)

Avrupa’da matbaacılık özellikle XV. yy’da gelişme göstermiştir. Avrupa’da matbaacılığın üssü Hollanda olmuştur. Burada ki basım tekniği tahta kalıplarla yapılmaktadır. Hattatlarca yazılan tahta kalıplar. Hakkaklarca kazınmaktadır. Kalıplar bu yönetemle üretilmektedir. Harlem kentinde ilk kez tek tek harflerle baskı denemelerini 1430 yılında Lourens Janszoon Coster’in yaptığı sanılmaktadır.

Johann Gutenberg ise çırağı Fust ile birlikte Mainz şehrinde metal harflerle basım tekniğini uygulamıştır. Gutenberg bu çaılşmalara bilgi ve birikimlerini, Fust ise sermayesini katmıştır. İlk çalışmaları olan 42 satırlık İncil’i 1455 yılında basmışlardır. Fust ve Gutenberg işlerin yolunda gitmemesi neticesinde ortaklıklarına son vermiştir. 1462’de Nassau başpsikoposunun askerleri Mainz şehrine saldırdı. Kaçan basımcılar Avrupa’nın her yanına dağıldı.

Türkiye’de Matbaacılık

İlk Türk matbaacısı İbrahim Müteferrika’dır. Lale devri olarak bilinen dönemde 1726 yılında ilk Türk Matbaası kurulmuştur. Ülkemize matbaanın bu kadar gecikmesinin nedenleri dinsel tutuculuktan ziyade toplumun bu yönde bir isteğinin olmayışı, okur yazar oranının yüksek olmayışı, okuma alışkanlığının kazanılmamış olması, hattatlığın yaygın bir meslek oluşu ve matbaa için gerekli alt yapının hazır olmayışıdır. (Avrupa’da bir psikoposun askerlerine şehir bastırdığı düşünüldüğünde matbaanın gecikmesinin temel nedeninin dinsel tutuculuk olmadığı daha net anlaşılacaktır).

Osmanlı matbaasında basılan ilk kitap Kitab-ı Lügat-ı Vankulu (Vankulu sözlüğü)’dur. Mütefferika yaşamı boyunca 17 farklı eser basmıştır. Ancak kitapların maliyetlerinin ve buna bağlı olarak fiyatlarının çok yüksek olması matbaacılığın yaygınlaşmasını engellemiştir. Mütefferka’nın ölümünden sonra matbaa zaman zaman atıl kalsa da çalışmaya devam etmiştir. Matbaanın başına 1754 yılında İbrahim ve Ahmet Efendiler, 1783 yılından sonra Beylikçi Raşid Mehmed Efendi ve Vak’a-nüvis Vasıf Efendi geçmişlerdir.

1796 yılında Abdurrahman Efendi Mühendisane matbaasını kurmuştur. Daha sonra Üsküdar matbaası(1802) ve sonrasında Takvimhane-i Amire adında bir matbaa daha açıldı. (1831) Bu sırada Mısır’da Kavalalı Mehmet Ali Paşa Bulak matbaasını kurdu. (1822) 1833 yılında ülkede 54 matbaa (15’i litografi) 1948 yılında 509 matbaa ve 1983 yılında 3537 matbaa bulunmaktaydı.

Günümüzde Türk matbaacılığı teknolojik gelişmelere bağlı olarak gelişimini sürdürmektedir. Basım sektörü Avrupa’daki emsalleriyle aynı kalitede ürünler üretebilmektedir. Hazır teknoloji üretici ülkelerden alınmakta ülkemizde başarı ile uygulanmaktadır. Ancak Türkiye bazı istinalar hariç teknoloji üretmekten uzak, fakat iyi bir teknoloji takipçisi durumundadır.

Tipo Baskı Terimleri

Yüksek baskı: Tipo baskı sistemidir. Basan yani boya alan kısımlar yüksekte olduğu için bu ismi almıştır.

Hurufat: Matbaacılıkta sıcak dizgide kullanılan büyük küçük bütün harfler, rakamlar ve şekillere denir.

Harf kasası: Dökülmüş harfleri düzenli bölmelerde saklayan veya hizmete koyan özel yapılı kutulardır.

İşaret kertiği: Harfin kalın yüzeyindeki oyuk.

Düz baskı: Litografi adı verilmiş olan taş baskıdır.

Tire: Siyah ve beyaz gibi iki tondan oluşma yani ara tonların bulunmaması durumu.

Orjinal: Klişesi yapılmak üzere hazırlanmış olan bir fotoğraf, bir resim çizgi ile yapılmış bir şekil ve bir harta örneğidir.

Klişe: Matbaada harflerin ve resimlerin basılması için hazırlanan metal kalıplardır.Yada tipo baskı kalıbı.

Dycril ve printight: (Daykıl) Bir nevi naylon klişe. Fotopolimer tabaka.

Tire klişe: Siyah-beyaz olarak hazırlanmış bir orijinalin noktasız (tramsız) ton farkı olmadan hazırlanan baskı kalıbı.

Ototipi klişe: Yarımton resim ve fotoğrafların tram kullanmak suretiyle yapılan baskı kalıbı.

Altlık: Klişe baskıda, klişe kalıbının altına konulan metal yükseklik.

Anterlin: Dizilen satırların birbirine karışıp bozulmaması için satır aralarına konulan umumiyetle iki punto genişliğindeki metal boş satır.

Garnitür: Çember içindeki sayfaların düzenlenmesi için kullanılan büyük boş malzeme.

Boş takım: Dizgide kelime ve harf aralarını doldurmak için kullanılan hurufat metalinden yapılan yarım puntodan bir kadrata kadar olan dizgi malzemesidir.

Gale: Dizilen kalıpların bağlanmak ve taşınmak üzere yerleştirildiği tabla.

Çember: Tipo baskı için hazırlanan dizgi kalıpları ve klişelerinin düzenli olarak bağlanmasını sağlayan, her baskı makinesinin kendi ölçüsüne göre ezel boyutlarda hazırlanmış olan dörtgen demir çerçeve.

Vizo: Kalıp sıkıştırmada kullanılan vidalı kilit tertibatı.

Takatuka: Kalıpta hurufatı veya basılacak kalıbı bir düzeye getirmek için vurularak kullanılan tahtadan alet.

Mizantren: Tipo baskıda kullanılan kalıbın her bölümünün aynı kalitede baskı yapması için kalıp altından veya kazan kağıdında yapılan işleme denir. Veya basılacak bir yazı veya resim formasının bazı yerleri hafif ve bazı yerleri kuvvetli basarki bu kusurları düzeltmek için yapılacak işe mizantren denir.

Çift: El dizgide harfleri düzeltmek veyadeğiştirmek için kullanılan cımbız şeklinde alet.

Dubleks: Tram açıları farklı aynı iki klişe ile veya yine aynı kliye ile yarım tram kaydırılarak iki renk basılan baskıya verilen ad.

Espas: Harflerin yanyana getirilmesiyle meydana gelen kelimelerin aralarına konulan harflerden daha kısa olan metal parçalara ara boşu yada espas denir.

Dublton boya: Tek renk basıldıktan sonra iki renk gibi gözüken boya.

Galvano plasti: Kaplama kalıp.

Soğuk baskı: Ciltler ve kağıtlar üzerine yapılan kabartma boyasız baskı. (Gofre)

Gofre: Kağıdı baskıda kabartma işlemi.

Karışık kalıp: El dizgi kalıbı içinde, makine dizgi ve klişe olursa bu kalıba karışık kalıp denir.

Matris: Sıcak dizgide döküm için kullanılan dişi harfler.

Matris kağıdı: Stereotipide döküm için kullanılan dişi mukavva kalıp.

Papye kağıdı: İçinde herhangi bir dolgu maddesi olmayan emici yumuşak kağıt.

Ara kağıdı: Yeni basılmış olan işteki boyanın, kendisinden sonra gelen kağıdın arkasını kirletmemesi için araya konulan emici veya bir tarafı parlak kağıt.

Perforaj: Baskı makineleri ile kağıdın kopması için yapılan noktaları veya çizgileri delme işlemi veya metal çizgi.

Pliyaj: Konik; cilt işlerinde, katlanmayı kolaylaştırmak için, karton veya mukavva üstünde oluk açmak.

Plunger: Makine numaratörünün rakamlarını döndüren yazı kısmı.

Pedallar: Tipo baskı makinesidir. Bu tip makinelerin ilk modelleri ayakla çalıştırıldığı için bu ismi almışlardır. Yüksek baskı sistemi içinde pedallar, el tezgahları dediğimiz baskı preslerinin geliştirilmiş şeklidir. Bu makinalarda baskı kazanları düzdür. Diğer makinelerde ise baskı kazanı silindiriktir.

Temel Matbaa Kavramları

Matbaa: Diğer adı basımevi olan matbaalar, çeşitli baskı tekniklerini kullanarak gazete, kitap, dergi, broşür, ambalaj gibi her türlü basılı materyalini üretmek ve çoğaltmak görevini üstlenmiş kuruluşlardır. Matbaalar hizmet götürdükleri sektörlerin talepleri doğrultusunda, başta kağıt-karton sanayiinin ürünleri olmak üzere, plastik, teneke, kumaş gibi ürünler üzerine baskı yaparlar.

Matbaacı:

1- Matbaa ve baskı işlerinin hazırlanma ve basılmaları ile uğraşan ve bu işi kendine meslek edinen kimse. Bu çerçevede matbaacılık ana mesleği altında çok sayıda meslek mensubu görev yapmaktadır. Bunların başlıcaları; dizgici, grafiker, filmci, montajcı, kalıpçı, baskıcı, mücellit (ciltçi), matbaa müşteri temsilcisi, matbaa yöneticisidir.

2- Basımevi sahibi.

Matbaacılık: 1.Basılması istenen bir materyale ilişkin yazılı ve görsel materyallerin belirli sanatsal özellikler gözetilerek bir araya getirilip düzenlenmesi, baskıya hazırlanması ve çoğaltılması işlemlerinin tümüne matbaacılık denir. 2.Basımevi işletme işi. Matbua: Basılmış olan, basılı. Matbu evrak: Daha çok resmi nitelik taşıyan işlerde kullanılmak üzere basılmış evraklara denir.

Ajans: Basım sanayiinde ajans kavramı, daha çok basılacak materyallerin baskı öncesi hazırlık işlemlerini yürüten, fiziki üretimden çok düşünce üreten ve satan kuruluşları ifade eder. Ajanslar, resmi ve özel kuruluşların hizmet ya da mallarını tanıtmaya, sevdirmeye, sattırmaya yönelik reklam/tanıtım kampanyalarını organize eder ve yürütürler. Bu işleri yaparken de kampanya sırasında kullanılacak basılı materyallerin (afiş, broşür, bilboard, reklam panoları, kitap, el ilanı, kurum kimliği çalışmaları vb.) tasarım ve baskıya hazırlık işlerini bizzat yürütürler. Reklam ajanslarının kapasiteleri ölçüsünde eleman sayıları ve çalıştırdıkları elemanların nitelikleri değişebilir. Büyük ölçekli reklam ajanslarında görev alan uzman meslek mensupları genel olarak şunlardır: Sanat yönetmeni, grafik tasarımcılar, fotoğrafçı, dizgici, metin yazarı, müşteri temsilcisi

Yayınevi: Belirli uzmanlık alanları için kitapların üretim, dağıtım ve pazarlamasını takip eden kuruluşlara yayınevi denir. Yayınevleri de ajanslar gibi matbaaların en önemli müşterileridir. Yayınevlerinin büyük bir kısmı, bastıracakları kitapların dizgi ve tasarımını kendi bünyelerinde yaptıktan sonra film, montaj, kalıp, baskı ve cilt işlemleri için bir matbaa ile çalışırlar.

Servis Büro: 1980’li yıllardan itibaren bilgisayarların basım sektöründe etkin kullanılmaya başlanmasının ardından, bilgisayar destekli film çıkış hizmetleri vermek üzere kurulmuş profesyonel kuruluşlara servis büro denmiştir. Servis bürolar, film çıkış makinalarına büyük yatırımlar yapmak istemeyen ajans ve matbaalar arasında köprü görevi gören kuruluşlar olup, günümüzde yavaş yavaş doğrudan kalıba pozlandırma sistemlerini de bünyelerine almaya başlamışlardır.

Selefoncu, lakçı: Baskısı tamamlanan broşür, dosya, kitap kapağı, karton ambalaj gibi bazı işlerin yüzeyine hem estetik kaygılarla, hem de daha dayanıklı olması, sudan, yağdan, güneş ışınlarından etkilenmemesi için ciltleme öncesi selefon veya lak uygulayan işletmelere denir.

Mücellithane (Ciltevi): Baskısı tamamlanan işlerin kesim, kırım, harman, dikiş, kapak takma vb. İşlemlerinin yapıldığı işletmelere denir. Pek çok matbaanın kendi bünyesinde mücellithanesi bulunmakla birlikte, özel kapak takma, varak yaldız vb. işlemler konusunda hizmet veren cilteveleri bulunmaktadır.

Tampon Baskı

Tampon baskı: Kılişe üzerine verilen boya bir rakle ile sıyırıldığında yalnızca dış kısımlarda kalır. Silikon ve yağ karışımından oluşan tampon ise bu dişi kısımda kalan boyayı alarak basılması istenilen cismin üzerine bırakılır. Bu tamponun in büyük özelliği boyayı kolay kabul etmesi ve kusursuz aktarmasıdır.

Fotopolimer Klişe: Plastik kalıp

Klişe: Pozitif film görüntüsünü taşıyan kalıp.

Rakle: Fazla boyayı sıyıran bıçak.

Slikon Tampon : Klişeden görüntüyü alıp baskı materyali üzerine aktaran silikon ve yağ karışımından oluşan tampon.

Morlock Gf: Tampon baskı makinesi türüdür. Mürekkebin çevre ile ilişkisi kesilidir. Bu sebeple hiç sulandırmadan iki üç gün kullanılabilir.

Morlock Mtr1: Tampon baskı makinesi türüdür. Yapışkan bir bant vardır ve bu yapışkan bant programlandırılan baskı sayısına gelindiğinde tampon altına hareket eder.Tampon bu yapışkan banda basınca üzerindeki boya artıklarını bırakır.

Morlock Mds500: Tampon baskı makinesi türüdür. Büyük ve üç boyutlu parçalar üzerine dört renge kadar baskı yapabilirler.

Hazne: Baskıda kullanılacak boyanın konulduğu ve boyayı koruyan metal kap.

Koruyucu Bant: Klişenin üzerinde bulunan ve onu ışığa karşı koruyan bant.

Tesbit Banyosu: Pozlandırılan klişenin açılmasını sağlayan banyo.

Kapatma Lakı: Klişe tespit banyosundan çıkartılıp el değmeden suda yıkanır ve kurutulur.Kurutulduktan sonra hatalı yerlerin kapatılmasında kurutma lakı kullanılır.

Demirklorür Dolu Küvet: Tespit banyosuyla açılan kısımların açılmasında kullanılan ve içinde Demirklorür bulunan küvetlerdir.

Reklam Ajansı ve Reklam Ajansı Meslek Gruplar

Reklam Ajansı: Bir ürün ya da hizmetin tanıtım faaliyetini yürütecek bilgi ve yeteneğe sahip uzmanların oluşturduğu topluluklardır. Ajanslar, boyut ve hizmet kapasitesi açısından büyük farklılıklar gösterir.

Ajans Yöneticisi: Ajans yönetimi tarafından belirlenen politikaları gerçekleştirmekle yükümlüdür. Birimler arasındaki faaliyetleri koordine eder.

Müşteri Temsilcisi: Müşteri ile ajans arasındaki bağlantıyı kurar. Ajansa karşı müşteriyi, müşteriye karşı ajansı temsil edir.Yeni müşteriler bulur. Yaptığı iş bir tür satıcılıktır. Müşteri temsilcisi müşterilerin faaliyetlerini yakından izlemek durumundadır.

Pazar Araştırma Birimi: Reklamın yöneleceği hedef kitlenin belirlemesine yönelik araştırmaları yürütür. Ürün ya da hizmetin nasıl ve kim tarafından satın alınıp kullanıldığını anket yöntemiyle saptar ve hazırlanacak kampanyanın amaçlarını yakından belirler.

Yaratıcı Grup: Yaratıcı yönetmen ve metin yazarı yaratıcı grubun çekirdeğini oluşturur. Yaratıcı grup, tanıtım faaliyeti ya da kampanyanın ana temasını kavramsal olarak belirler ve yazılı öneriler geliştirir. Yaratıcı yönetmenler genellikle tasarım ya da sanat kökenlidir. Edebiyat, psikoloji ya da sosyoloji gibi alanlarda bilgi ve deneyim kazanmış metin yazarları ise reklamda kullanılacak başlık ve sloganları hazırlar. Geliştirilen öneriler daha sonra müşterilerin onayına sunulur.

Sanat Birimi: Sanat birimi, sanat yönetmeninin denetiminde çalışan, tasarımcı, illüstratör, fotoğrafçı ve dizgi operatörlerinden oluşur.

Sanat yönetmeni, ajansın yürüttüğü reklam çalışmalarında tasarım ve sanata dayalı çözümlerin tek sorumlusudur. İşi alır, görev bölümü yapar, sanat birimindeki koordinasyonu sağlar ve yapılan çalışmaları denetler. Taslak yapar ve uygulamayı bizzat gerçekleştirir.

Medya Sorumlusu: Reklam ajansı ile iletişim araçları arasındaki koordinasyondan sorumludur. Basın ve yayın organlarında yer ve süre kiralar. Basılı medyayı, yayın ve program akışını izler ve reklamın yapılacağı en elverişli yer ve zaman dilimini saptar.

Trafik Sorumlusu: Ajansa gelen bütün işleri izler. Her işi numaralandırır, sıraya koyar, dosyalar ve denetler. İşlerin hangi aşamada olduğu konusunda sanat yönetmenine bilgi verir.

Üretim Sorumlusu: Üretim teknolojisini iyi bilmek zorundadır. Trafik sorumlusu ile birlikte çalışarak, iş akışını denetler. Basımevleri, çekim stüdyoları ve üretim sırasında işbirliği yapılan yapım şirketleri ile ajans arasındaki koordinasyonu sağlar.

Endüstri Tasarımcısı: Üç boyutlu tanıtım malzemelerini hazırlar. Sergi, fuar, eğitim programları ve ürün ambalajları için tasarımlar yapar. Malzeme ve üretim teknolojisini iyi bilmeli, yaratıcı bir kişiliğe sahip olmalıdır.

Personel Birimi: Bu birim, ajans içinde hizmet içi eğitimi organize eder. İşe yeni başlayanlar için eğitim programları

Ofset Baskı Terimleri

Alkol: Baskıda kaliteyi arttırmak için kullanılan uçucu sıvı madde.

Asansör: Baskı makinası aparatlarından biri.Baskıya girecek olan baskı materyalinin istiflendiği baskı tablasıdır.Buraya baskı materyali düzgün bir şekilde bırakılmalıdır.

Bağlayıcı: Mürekkep pigmentlerini birleştiren sıvı madde.

Blanket: Basılacak görüntünün baskı materyaline aktarılmasını sağlamak için blanket kazanına takılan materyaldir.

Boya Ünitesi: Boya ünitesi; boya haznesi, taşıyıcı, verici, ezici ve dağıtıcı merdanelerden oluşur. Merdanelerin görevi, hazneden boyayı alıp incelterek, kalıba eşit incelikte ve düzgün olarak aktarmaktır. Kalıba boya veren merdaneler kauçuk kaplıdır.Diğer merdaneler ise çelik veya bakır kaplamadır.

Büro teksir makineleri: Küçük tabaka kağıtlara baskı yapan küçük baskı makineleridir. Takriben 25x35 cm. ebadındadır. Kalıpları genellikle karton veya ozasol alüminyumdur.

Çok renkli makineler: Birden fazla ünitenin yan yana gelmesiyle oluşturulan makinelerdir. Ünite sayısı kadar renk basma imkanı vardır.

Emniyet tertibatı: Emici kafa ile makaslar arasında, makinaların tiplerine göre değişen güvenlik tertibatları bulunur. Bunlar çift kağıt akımını, kağıdın geçip geçmediğini, kağıdın eğri veya kırışık olma durumlarını kontrol ederler.Gerektiğinde baskıyı, kağıt akışını boya ve su akımını durdurup makinanın süratini rolantiye alır. Bu kontrol, siviçler yardımıyla veya mekanik dokunma şeklinde ya da fotesel yöntemiyle gerçekleştirilir.

Hazne Suyu: Baskıda mürekkebin dengeli bir şekilde baskı materyaline aktarılması için kullanılan suya denir.

Kauçuk – kauçuk sistemi: (Ön – arka baskı sistemi) Bu sistemde tabaka kağıt, aynı baskı ünitesinde hem ön, hem de arka yüzüne baskı alır ve üniteyi terk eder. Burada kauçuk kazanlar arasından geçen kağıt, gerekli baskı basıncını her iki yüzündeki kauçuk kazanlardan alır. Rulo (WEB mi?)set makineleri böyle çalışır.

Kazan devri: Kağıt akımında makinenenin baskılı-baskısız erişebileceği dönme sayısıdır.

Küçük ofset makineleri: Büro teksir makineleri de küçük ofset makineler sınıfına girer. Küçük ofset makinesi sınıfına 46x64 cm makinalar dahil olmak üzer, bu ebadın altında baskı yapan makineler girer.

Makaslar: Ön ve yan pozası ayarlanan kağıt, makaslar tarafından sıkıca tutulur ve döner haldeki baskı kazanına iletilir. Basılan kağıt istife giderken makaslar geri döner ve yeni kağıdı baskı kazanına götürür.

Merdane: Boyayı veya suyu homojen olarak baskı makinesindeki kalıp kazanına gönderen silindirik yapıdaki parçaya denir.

Merdane Kılıfı: Merdanenin üzerine takılıp, kenarları dikilerek merdaneye tutturulan suyun homojen olarak dağılmasını sağlayan beze denir.

Mizatren: Ofsette; basması gerektiği halde baskısı çıkmayan bölgelerin, baskı yapacak duruma getirilmesi için kauçuk altından yapılan besleme işidir.

Mürekkep: Pigment, vernik ve bağlayıcıların karışımından oluşan materyale renk veren maddedir.

Nemlendirme Ünitesi: Su haznesi, vargel ve su veren merdanelerden oluşur. Kalıba su veren merdaneler kauçuk, diğerleri çeliktir. Kalıba, hazne suyunun eşit incelikte ve düzgün dağılmasını sağlar.

Numaratör: Baskı makinesi üzerinde bulunan ve baskı sayarak kaç adet baskı yapıldığını belirten elektronik cihaz.

Orta ve büyükboy ofset makineleri: Bu gruba 50 cm x 70 cm’den 110 cm x 160 cm ebadındaki kağıtlara baskı yapabilen makineler girer.

Paralel dizi sistemi: Tek renkli makinelerdeki kalıp, kauçuk, baskı kazan takımları birbiri ardına birbirlerine paralel dizilmişlerdir. Her ünite, yani kazan takımı ayrı baskı kazanına sahiptir. Üniteler arasında bulunan nakil kazanı, kağıdın taşınmasını sağlar. Renk sayısına göre üniteler altıya kadar çıkar.

Pigment: Boyanın özünü teşkil eder. Onun asıl rengini verir. Çeşitli vernik ve dolgu maddeleri ile birleştirilerek boya imalinde kullanılır.

Poza: Baskı sırasında kağıdın makinada düzgün bir şekilde baskı kazanına iletilmesini sağlayan, ileri geri hareket ettirilebilen parçadır.

Roland sistemi: (5 kazalı sistem) Burada iki kalıp ve kauçuk kazanı arasına bir baskı kazanı yerleştirilmiştir. Kazanlar dikey biçimde ve hafif kavisli olarak dizilmiştir. İki renk baskısı yapılan kağıt, zincirli taşıma sistemi tarafından alınır ve diğer çift renk ünitesine gönderilir.

Saatlik üretim: Sürekli baskıda ulaşılabilen baskılı tabakaların sayısıdır.

Segatif: Boyanın çabuk kurumasına yarayan bir nevi sıvı kurutucu.

Siper: Kağıdın asansörden alındıktan sonra tırnaklara gidene kadar düzgün durmasını sağlayan parçalardır.

Sparagum: Kauçuğun ezikliğini gidermek için kullanılan kimyasal maddeye denir.

Spatula: Mürekkebin ezilmesi ve karıştırılmasında kullanılan geniş ağızlı alet.

Tabaka ofset: Kesilmiş (tabaka halindeki) kağıtlara baskı yapan makinelerdir.

Tek renkli makineler: Bu makineler üç silindir sistemi ile çalışır. Kalıp, kauçuk ve baskı kazanları normal olarak aynı büyüklüktedir. Bazı makinelerin baskı kazanları kauçuk ve kalıp kazanlarına oranla daha küçüktür.

Transparan mürekkep: Şeffaf renksiz mürekkep.

Transparan: Işığı geçiren, şeffaf.

Trikromi: Üç renkli seri boyalarla (Cyan+Magenta+Yellow) basılan tram açıları değişik olan baskı çeşididir. +Black.

Üstübu: Baskı öncesi ve sonrasında temizlikte kullanılan temizlik materyali.

V – sistemi: Ofset baskı makine sistemlerinden biridir. Yan yana dizilen 2 kalıp ve 2 kauçuk kazanın altında bir baskı kazanı bulunur. Çift renk baskı yapan bir V şekli oluşturur. Çift renk baskı yapılan kağıt, aktarma kazanı vasıtasıyla diğer üniteye geçerek diğer 2 renk basılır.

Web ofset makineleri: Ofset baskı sisteminin gelişmiş şeklidir. Bobin kağıtlara baskı yapar. Tabaka kağıtlara baskı yapan makinelerden pek farklı değildir. Katlama, kesme, harmanlama, paketleme, kurutma yapabilecek cihazlar eklenerek muayyen bir iş görmek için (gazete, dergi, mecmua vs.) imal edilmişlerdir.

Montaj Terimleri

Montaj Terimleri
Amonyak : Ozalit çekimlerinde görüntünün oluşturulması için kullanılan keskin kokulu ve bazik özellikte olan bir tür kimyasal madde.

Astrolon (Montaj folyesi=asetat) : Trase üzerine yerleştirilerek, üstüne montaj yapılan şeffaf folye film. Kimyasal özellikleri bakımından farklılıkları vardır. En çok kullanılan polyester esaslı folyeler boyutlarını en az değiştiren folyelerdir.

Etek-Makas Revolta : İkinci çeşit çevirme şeklidir. Kağıdın 1. yüzü basıldıktan sonra makas tarafı eteğe, etek tarafı makasa getirilerek yapılan baskı türüdür. Ön ve arka baskıda poza aynıdır. Etek-makas revolta kıvırılarak öne doğru çevirmek suretiyle yapılır.

Forma Klavuzu : Mücellithanede ciltleme işini kolaylaştırmak için her tabakanın (formanın) birinci sayfasına monte edilir.

Forma sayı klavuzu : Formanın sırt tarafına merdiven şeklinde monte edilir. Ciltleme esnasında kitabın bütün formalarının yerinde veya çift olup olmadığı kontrol edilir.

Kağıt makas payı : Ofset baskı makinasının kağıdı tutma payıdır. Tabladan gelen kağıdı salıngaç makasları, baskı silindiri üzerindeki makasa verir. Baskı silindiri ile kauçuk silindiri arasından preslenerek geçen kağıda baskı yapılmış olur. Bırakılan bu paya baskı yapılmaz. Silme işlerde bu pay mutlaka bırakılmalıdır.

Kalıp Makas Payı : Kalıp plakasının kalıp kazanına bağlanması için ayrılan paydır.Baskı yapmayan kısımdır.

Kros (Rehber) : Baskıda renklerin yerine oturmasını sağlayan kılavuz işaretlerdir. Montajın en az her iki yanına konur. Genellikle kağıt ortası yerleştirilir. Kalıp çekimi, baskı ve kırım bu kroslara göre yapılır.

Milimetrik kağıt : Üzerinde milimetrik kareler basılı olan kağıt.

Montaj Şablonu : Baskıda görünmesini istemediğimiz alanların örtücü kırmızı bant ve örtücü kırmızı kağıt veya örtücü siyah kağıt ile kapatılması yoluyla elde edilen ve her renk için hazırlanan şablondur.

Montaj : Işığı geçiren bir zemin folye (Astrolan) üzerine, baskısı yapılacak filmleri traseye göre yapıştırma işidir. Resim ve yazı filmlerini, her baskı rengi için ayrı ayrı olmak üzere toplayıp belli bir plana göre boyutlarını değiştirmeyen tam saydam folye üzerine, ayarlı olarak yapıştırılma işlemine montaj denir.

Montajcı : Elle veya bilgisayar destekli olarak montaj yapan kişidir.

Montajda sayfa dağılışı : Bir broşürün, bir kataloğun, bir mecmuanın veya bir kitabın montajında sayfaların tek tek basılıp kırıldıktan sonra sayfa numaralarının doğru olarak serpilmesine denir.

Negatif montaj : Negatif filmlerle yapılan montaj türüdür. Negatif montaj pozitif montaja göre daha zordur. Negatif montajda eski teknolojiye göre pozitif film elde etmek için önce negatif film almak gerektiği için film sarfiyatı daha azdı. Bu yüzden pozitif veya negatif montaja karar vermeden önce bu çalışmaların ekonomik yönü tartışılırdı. Günümüzde bazı gazeteler hala eski teknolojiyi kullandıklarından film sarfiyatını azaltmak için negatif montaj sistemini seçmişlerdir.

Ozalit : Montajda yapılan hataları görmek için baskıya geçmeden önce yapılan prova.

Ozalit Kağıdı : Ozalit çekiminde kullanılan bir tür kağıt.

Pozitif montaj : Pozitif filmlerle yapılan montajlardır. Ofsette montajlar, gazete montajı hariç hemen hemen daima pozitif olarak yapılır. İşine göre negatif de yapılabilir. Burada kullanılan filmlere mat yüzeylerinden bakıldığından yazı ve resimler ters olmak zorundadır. Pozitif montajda renklerin hassas olarak üst üste oturması, negatif montaja göre daha kolaydır. Buna bağlı olarak montajın kontrolü de kolay olur. Bir adet renkli negatif montaj yapılıncaya kadar üç adet renkli pozitif montaj yapılabilir.

Revolta : Baskısı yapılan kağıdın arka yüzüne aynı kalıpla baskı yapılarak iki aynı forma elde edilen baskı şeklidir. İki çeşit revolta vardır.Bunlar ; Yanı üzerine çevirmeli revolta ve Etek-Makas revoltadır.

Yanı Üzerine Çevirmeli Revolta : Çok sık kullanılan bir çevirme şeklidir. Küçük ebatlı basacağımız işin ön ve arka sayfaları kağıdın bir yüzündedir. Yani kalıpta ön ve arka sayfalar bir aradadır. Kağıdın her iki tarafıda basılacağından, bir tabaka ortadan kesilerek iki aynı forma elde etmiş oluruz. Kağıdın 1. yüzü basıldıktan sonra yanı üzerine çevirilerek aynı kalıpla 2. yüzüne baskı yapılır. 1. ve 2. yüz baskılarda makas aynıdır, değişmemiştir.

Trase (Baskı taksimat kartonu-Montaj planı) : Basılacak işin filmlerinin montajı için gerekli olan çizimlerin yapıldığı karton veya kağıt. Milimetrik kağıda çizilir.

Traş Payı (Kesim Çizgisi) : Trase çizildikten sonra ara kesim ve kırıldıktan sonraki kesim yerlerini belirtmek için kullanılan yardımcı işarettir.

Hologram Baskı

Hologram: Doğru ışıklandırma altında, nesnelerin gerçekte olduğu gibi, farklı açılardan görülebildiği üç boyutlu görüntülerdir. Bu üç boyutlu görsel verilerin kaydedilmesi, depolanması ve tekrar görülebilmesini sağlayan işlemler dizisine de "Holografi" denir.

Hologram; ışıklandırma şartları altında bakıldığında, cisimlerin gerçek dünyada olduğu gibi değişik açılardan görülebildiği, üç boyutlu görüntülerden ibarettir. Holografi ise üç boyutlu görsel bilginin kaydedilebilmesi, depolanması ve tekrar gözlenebilmesini sağlayan işlemleri dizisidir.

Hologramın kullanım alanları geniştir. Her türlü termoplastik işleme dayanıklı düz satıhlarda uygulanır. Tatbik edilen ürünü daha fazla değerlendirir ve tüketici üzerinde ürünün "kaliteli, lüks, değerli" olduğu imajı yaratır. Grafik tipografik ve holografik eleman kombinasyonu baskılarda (kitap-dergi kapağı, dosya, ambalaj kutuları, etiket, tebrik kartları, reklam broşürleri ve panolar, hediyelik eşyalar vs.) çok göz alıcı ve etkili olur. Hologramın en önemli hedef grupları arasında kozmetik ve ilaç sanayii, kitap dergi ve tebrik yayınevleri, elektronik ve fotoğraf firmaları, bankalar ve sigorta şirketleri, otomobil ve makine üretimi, tekstil sanayii, yüksek kaliteli ticari ürünler ve gıda sanayii bulunmaktadır.

Beyaz (normal) Işıklı Hologram: Bu Hologram yöntemi; üçüncü boyutu bir eksene indiren ve sanki objeyi bir yatay yırtmaçtan seyrediyormuş imajını yaratan Hologram yöntemidir.

Referans Dalgası: Işık yayılması bir dalgalanma olarak tarif edilebilir. Bir objeden yayılan ışık dalgası, mesela bir fotoğraf malzemesi vasıtasıyla doğrudan kaydedilemez. Objenin ışık dalgasını tamamen kaydedebilmek için, üzerine referans dalga olarak bilinen ikinci bir dalga bindirilir. Bu olaya "Işık Enterferansı (Girişim)" denir. Enterferans neticesinde mekan itibarıyla dağılan ışığı fotoğraf malzemesine kaydetmek mümkündür.

Master Kalıp (Shim): Geliştirilen hologramın çok sayıda kapsamının üretilebilmesi için kağıt, ince plastik film veya metal folyo üzerine, holografik görüntüyü oluşturan karmaşık, mikroskobik şekillerin basılabildiği kalıplardır. Holografik ürünler; kredi ve kimlik kartları, pasaport, hisse senedi gibi kıymetli evrak, marka etiketleri, logolar gibi marka koruyucu malzeme üzerinde geniş çapta kullanılır.

Master kalıp, fotoresit master plakadan elektroplating yöntemi ile üretilir. Bunlar özel holografi labaratuvarlarında hazırlanır. Bu kayıt olayına uluslar arası dilde "Mastering" denir.

Hologram Baskısı: Master kalıp üzerindeki holografik görüntü, özel baskı makinesinde basınç ve sıcaklık altında üretim malzemesine aktarılır. Bütün bu işlemler sırasında kullanılan kimyasal maddelerin saflığı ve temizliği, çevre şartları, son ürünün kalitesi yönünden çok önemlidir.

Hologram çeşitleri:

3D (3 boyutlu): Orjinal objeler veya küçültülmüş/büyütülmüş modeller içerir. Gerçek cisimle benzeri görüntü verir.

2D/3D: 3D gibi derinliğe sahip olan ve bakış açısı değiştiğinde tayf renkleri değişen hologram tipi. Bunlarda düş bir grafik motif (çizim, logo, şekil) ön plandadır.

2D: Çeşitli resim bölümlerinde renk değişimi vardır fakat derinlik yoktur. Özellikle dekorlar, yazılar ve basit grafiklerde kullanılan hologram tipidir.

Saçılım Ağı (Diffraction Grafings) Hologramları: Bu tür hologramlar, gerçek görüntü vermezler. Ancak çok ilgi çekici prizmatik şekiller yaratırlar. Değişik açılardan gökkuşağı etkileri oluştururlar.

Stereogramlar (Multiplex): Çok boyutlu etki oluşturmak için holografik proses uygulanan, hareket içeren hologramlardır. Hareketli cisimler, özel efektler ve bilgisayar grafikleri stereogramlar oluşturmak için kullanılabilir.

İnteraktif Hologram: Çift pozlandırma yoluyla üretilen hologramlarda bakış açısı yatay değişikliğe uğradığında farklılık meydana gelmektedir. Aynı objede farklı (içerde/dışarda, açık/kapalı) hareketler görülmektedir.

Entegral Hologram: Motifler normal ışıklandırmada bir film kamerası ile çekilir ve bölümler halinde yüzlerce bireysel resim parça parça laser tekniği ile bir master hologram oluşturulur.

Empülsiyon Hologramlar: Hareketli objelerin veya canlıların çekimi ançak katı rubin laserle yapılabiliyor. Çünkü ancak bu laserlerin flaş süresi 1/1 000 000 saniye (hatta 1/1 000 000 000 saniye) olmaktadır. Bu tip hologramlar ancak özel ihtisaslaşmış labaratuvarlarda gerçekleştirilebir.

Kinegram: Sadece emniyet sahalarında kullanılan özel mikrostrüktürlü hologram tipidir

Gazetecilik Terimleri

Gazetecilik Terimleri
Aktüalite: Eski bir haberi canlandırmak.

Amors: İç sayfaya dönen (Devama giden) yazının birinci sayfadaki bölümü.

Asparagas Haber: Uydurulmuş haber. (Doğru olmayan, yalan haber.)

Bülten: Haber ve yorumlardan kurulu bir yazı türü.

Dekroşe: Yan sütunlara taşan yazı, başlık ya da resim.

Demarkaj: Bir haberi ve yazıyı yeniden yazmak.

Desinatör: Gazete ve dergiler için, bir kazanın, bir olayın oluş biçimini temsili olarak vermek gerektiğinde, sonuca bakarak ya da görgü tanıklarının anlatımlarına dayanarak canlandırma yapan sanatçılardır.

Devam başlığı: Devam (mabat) sayfalarında kullanılan başlıklardır. Önce verilen başlıkların daha küçük puntolu karakterleri ile dizilir.

Diktraksiyon: Oyalayıcı, eğlendirici, dinlendirici yazılar.

Fersude: Baskıda herhangi bir nedenle kirlenen, bozulan, bu nedenle satışa çıkarılamayan gazeteler.

Gabarit: Sayfa maketi hazırlamak için basılmış kağıt, mizanpaj kağıdı, plan kağıdı.

Gazete: Belirli boyutlu ve sınırlı sayfalı olup, birbirini izleyen numaralarla yayınlanan, günlük olaylara ilişkin çeşitli yazı, resim ve ilanları içeren, belirli bir eder karşılığında satılan, genellikle günlük, süreli, basım ürünüdür.

Gazeteci: Bir gazetenin haber, yorum, fikir, resim gibi çeşitli konulardaki malzemesini toplayan, yazan, çizen, çeken ve bu malzameyi, belli biçimler altında okuyucuları için tertip ve tanzim eden kimse.

İkinci baskı: Yeni bir olayı vermek için gazetenin aynı günde ikinci kez basılması.

İktibas: Tıpkı basım, başka bir kaynaktan elde edilen yazının gazetede aynen yayımlanması.

Kalibraj: Dizilmemiş bir yazının sayfa sütunundaki boyunun hesaplanması.

Kolonaj: Dizgiye gönderilecek yazının kaç sütun üzerinden gireceğini göstermek.

Künye: Gazete sorumluları ile büro çalışanlarının adlarının yer aldığı bölüm.

Küpur: Gazeteden kesilen yazı.

Lapider: Sayfa sonuna ya da paragraf aralarına konan geometrik şekiller.

Lejant: Resim alt yazısı.

Lezard: Bir sayfada sözcük aralarındaki boşlukların alt alta gelmesiyle ortaya çıkan duvar çatlağı gibi beyazlık.

Mabat: Devam sayfası, arka sayfa.

Madalyon: Çerçeveli küçük yazı, resmin bir köşesine konulan küçük resim.

Maketist: Sayfa düzenlemesi, planı yapan kimse.

Manşet: 1. Sayfanın yukarısında gazetenin adının, fiyatının, adres ve telefon numaralarının bulunduğu bölüm. Gazete başlığının sağ ve sol yanındaki yerler, sağ ve sol manşetlerdir.

Marj: Sayfanın basılmış bölümünün dışında kalan boşluk.

Müvezzi: Gazete satıcısı, dağıtıcısı.

Sansasyonel haber: Tirajı artırmak için süreli olarak heyecanlı haber vermek.

Sansasyonel gazete: Düşüncelerinden çok duygularıyla harekete geçen orta sınıf insanlara seslenen, insanların düşünce tembelliklerinden yararlanarak yayınını sürdüren gazete türü. Bu tür gazeteler insanları zihinsel uğraşlardan çekip alıp, intihar, soygun, dolandırıcılık, hırsızlık gibi eylemler, cinsellik çerçevesindeki olaylar genel içeriklerini oluşturur.

Spot (Özel haber kesiti): Haber metninden biraz daha büyük harfli puntolarla dizilen, haber içindeki özellikleri vurgulamak, ana ayrıntıları başlık kompozisyonu içerisinde sergilemek için kullanılan genellikle sıralamada başlıktan sonra yer alan haber ayrıntısıdır.

Stop press: En son gelen haber ve bu haber için, yani bu haberin gelebileceği düşüncesi ile sayfada bırakılan boşluk.

Sürmanşet: Birinci sayfada büyük puntolarla gösterilen en önemli haber.

Tabloid Gazete: Standart boy gazetenin yazısı büyüklüğünde baskı alanı olan, magazin gazetesi.

Takvim-i Vekayi: II. Mahmut'un özel çabalarıyla çıkarılan, yazarları, düzeltmenleri müderrisler arasından seçilen ilk Türkçe gazete. (Ekim 1831)

Tefrika: Diziyazısı, roman düzmecesi, uzun bir yazının bölüm bölüm verilmesi.

Teknik Sekreter: İyi bir genel kültür sahibi olan, basın hukuku bilen, grafik tekniklerini, bilgisayar kullanmayı ve arşivlemeyi iyi bilen sayfa düzenlemesinden (Mizanpaj) sorumlu olan kişidir.

Tiraj: Baskı sayısı.

Tirübün (Hangar): Gazeteciler arasında genellikle, başlığın altında yer kalan bölgeye manşet adı verilmekteysede buranın gerçek adı “tirübün”dür.

Üvertür: Tirübünde yer alan haberin başlığına “üvertür” denir.

Fotoğrafçılık Terimleri

Fotograf: Tabiatta mevcut varlıkların veya şekillerin görüntülerinin ışığa duyarlı kağıt veya film üzerine ya da digital ortamlara yazımlanmasıyla elde edilen ürün.

Obtüratör(Örtücü): Film düzlemine ulaşacak olan ışık miktarının filmi ne kadar süre ile etkileyeceğini belirleyen mekanik parça. Saniyenin kesirleri ile ifade edilirler. (T, B, 1 saniye, 1/2sn , 1/4sn, 1/8sn, 1/15sn, 1/30sn, 1/60sn, 1/125sn, 1/250sn, 1/500sn, 1/1000sn …..)

Objektif: Genellikle birden fazla mercek elemanından oluşan ve temel işlevi film düzlemi üzerine seçik görüntü düşürmek olan parça. Dar açılı, normal, geniş açılı ve zoom olmak üzere dört tem başlık altında ele alınabilir.

Diyafram: Fotoğraf makinalarının objektiflerinde açılıp kısılarak filme ulaşacak ışık miktarını ayarlayan parça.

Vizör (Bakaç): Makinada oluşan görüntünün olabildiğince aynını gösteren ve mercekler düzenine dayanan parça.

Flash: Kısa süreli fakat çok parlak ışık yayan yapay aydınlatma kaynağı.

Pozometre(Işık ölçer): Fotoğrafı çekilecek bir cisim üzerine düşen ya da ondan yansıyan ışık miktarını ölçmek amacıyla kullanılan elektronik araç.

Emniyet Işığı: Karanlık odada kullanılan film ve kartları etkilemeyen kırmızı, koyu yeşil ve turuncu çalışma ışığı

Tripot (Üç ayaklı sehpa): Fotoğraf çekiminde ortaya çıkabilecek sarsıntıları önlemek için kullanılan araç.

CCD: Dijjtal fotoğraf makinelerinde görüntü yazımlamayı destekleyen teknoloji. Bu makinelerde, pozometrelerde kullanılan ve ışığa karşı çok hızlı tepki veren silikon hücrelerinin milyonlarcasının biraraya gelmesiyle oluşan CCD (Charged – Coupled – Device) teknolojisi kullanılmaktadır. Bu teknoloji ile görüntüler artık film gibi bir elemana değil, doğrudan sayısal ortamlara yazımlanmaktadır.

LCD (Liguid-Cyrstal-Display): Digital fotoğraf makinalarının renk hassasiyetini gösteren ön izleme ekranıdır. Bununla görüntüler çekilirken izlenebilir ve gereken değişiklikler yapılabilir.

Digital Fotografçılık: Görüntüleri film yerine doğrudan digital (sayısal) ortamlara kaydeden teknolojilerin genel adı.

Yarı digital fotoğrafçılık: Opak veya saydam görüntülerin scannerda taranarak bilgisayar ortamına aktarılması ve yeniden düzenlenmesi işlemlerine verilen ad.

Film: Fotoğraf çekilecek konunun görüntüsünü saptamak için ışığa duyarlı madde ile kaplanmış saydam taşıyıcı.

Maskeleme: Fotoğraf baskısı sırasında görüntünün belirli bölgelerinin ışık almasını önleyerek tonların istenilen biçimde elde edilmesini sağlayan yöntem.

Emülsiyon(Duyarkat): Fotoğraf film ve kağıtlarında, görüntünün oluşturulabilmesi için kullanılan ve gümüş tuzlarından oluşan ışığa karşı duyarlı katman.

Gamma ve Gradasyon: Bir fotoğraf malzemesinin sertlik ve yumuşaklık bakımından erişebileceği maksimum siyahlanma derecesine gradasyon denir. Gamma ise gradasyon ölçü birimidir ve bir fotoğraf malzemesinin sertlik veya yumuşaklık derecesini sayısal olarak ifade eder.

Negatif: Duyarkat üzerinde çekim ve geliştirme işlemlerinden sonra oluşan fakat gerçekte parlak olan yerlerin siyah, karanlık olan yerlerin ise açık çıkdığı ters görüntü.

Diapozitif: Renkli veya siyah-beyaz saydam resim. Pozitif görüntü olarak perdeye yansıtılarak kullanılan film türü.

ASA, ISO ve DIN: Filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarını belirleyen ölçü birimi ASA, Amerikan standardını, DIN Alman Standardını, ISO ise uluslararası fotoğraf film standardını ifade eder.

Roll film: Bir tarafı ışığa karşı duyarlı duyarkat ile kaplanmış ve diğer tarafı kıvrılmaya karşı işlem görmüş plastik kaplı ince saydam film.

Opak: Işık geçirmeyen ve saydam olmayan malzeme. Örneğin renkli veya siyahh beyaz karta basılı fotoğraflar birer opaktır.

Agrandizör: Negatiflerin kendi orjinal boyutlarından daha büyük boyutlarda basılabilmesini sağlayan optik araç.

Kontak Baskı: Filme çekilmiş görüntünün; başka bir film, kart ya da kalıp üzerine konularak pozlandırılması.

Spiral: Fotoğraf filmlerinin banyosunda kullanılan ve banyoların filmin bütün satıhlarına homojen (dengeli ) olarak temas etmesini sağlayan metal ya da plastikten üretilmiş karanlık oda ekipmanı.

Film Banyo Tankı: Çeşitli boyutlardaki filmlerin banyo edilmeleri için, ışık geçirmeyen fakat kimyasal eriyiklerin doldurulup boşaltılmasını olanaklı kılan ve böylece filmlerin banyo edilmesi işlemlerinin ışık altında da yapılabilmesini sağlayan, çelik ya da bakalit gibi maddelerden yapılmış kaplardır.

Developer (Geliştirici): Işığa karşı duyarlı malzemelerde ışık görmüş gümüş tuzlarını ayrıştırarak siyah metalik gümüşe dönüşmesini sağlayan kimyasal bileşimlerdir. Film ve kart banyosunda ilk uygulanan banyo geliştirici banyodur. Bu banyoda, kart üzerine pozlanan gizli görüntü görülebilir hale gelir.

Fikser(Saptama Banyosu): Işığa duyarlı malzemelerde poz görmeyen kısımlardaki emülsiyonun atılmasını sağlayan banyo işlemi. Film artık ışıktan etkilenmez hale gelir.

Paspartu: Bir resmin, çevresinde genişçe bir çerçeve oluşturacak biçimde ortasına yerleştirildiği kalın karton veya mukavva üzerinde yapılan sergiye hazırlık çalışmasına verilen isim. Paspartu üzerinde eserin kendisinden başka, eser asahibini ve eserin adına ilişkin bilgiler yer alır.

SLR (Single Lens Refleks): Tek objektifli refleks makinalardır.Görüntüyü doğrudan doğruya objektiften alarak bir ayna düzeneği yardımıyla vizöre iletirler. Bu nedenle makinanın objektifi değiştirildiğinde ya da objektif önüne herhangi bir filtre takıldığında ortaya çıkan etkiler vizörden izlenebilir.

TTL: Kendi bünyesinde ışık ölçümü yapan fotoğraf makinesi özelliği .

Silicajel: Fotoğraf makinalarının ve ekipmanlarının nemden zarar görmesini önlemek amacıyla fotoğraf çantalarına ya da bu ekipmanların saklandığı dolaplara konulan, nem emici özelliği bulunan bir madde.

Retüş:
1. Gerekli film düzeltmeleri, filmde istenmeyen yerlerin abdekle kapatılması.

2. Bozuk, kırık fotoğraflar üzerinde geleneksel yöntemle fırçalar, düzeltme kalemleri ve boyalarla veya bilgisayar ortamında yapılan düzeltme işlemlerinin genel adı

Filtre: İçinden geçen ışığın özelliklerinde çeşitli değişiklikler yaratan cam, jelatin ya da asetattan yapılmış çeşitli renklerdeki araçlardır. Fotoğraf makinasının objektifine takılan düzeltme ya da özel efekt amaçlı filtreler olabildiği gibi karanlık odada renkli fotoğraf baskısı için kullanılan renk filtreleri ya da reprodüksiyon (renk ayrım) filtrelerinden söz edilebilir.

Kontrast: Bir görüntünün en aydınlık ve en karanlık kısımları arasındaki ton farklılığı. Kontrastı etkileyen faktörler; konunun aydınlatma oranı, objektifin özellikleri, duyarlı malzemelerin özellikleri, banyo edilme oranı, agrandizörün özellikleri ve yüzey dokusu.

Dekupe: Bir bütünden belli biçimlerde parçalar kesme ya da bir görüntünün etrafını boşaltma işlemi.

Fotoflue: Fotoğraf filmlerinin yıkanmasından sonra en son aşamada suya damlatılarak film üzerinde kireç vb. lekelerin oluşmasını önleyen sıvı kimyasal madde.

Makro Fotografi (Close- Up / Yakın Plan) : Fotoğrafı çekilen uzatma tüpü, yakınlaştırıcı mercek, körük gibi bazı özel ekipmanlar kullanarak, konunun yakın plan görüntülerini sağlayan fotoğraf tekniği.

Mikro Fotografi: Boyutları çok küçük olan, çıplak gözle görülmeyen bir konunun mikroskop yardımıyla defalarca büyütülerek ayrıntılı görüntülerinin elde edilmesine ilişkin uygulamaların tümü. Mikrofotografi, daha çok fen bilimleri alanına (tıp, ziraat, biyoloji, kimya vb) hizmet eder.

Alan derinliği: Üzerinde odaklama yapılan cismin önünde ve arkasında oluşan seçik alandır. Alan derinliği yüksek olan fotoğraflarda görüntünün tamamı nettir. (Örneğin, manzara fotoğrafları) Alan derinliği düşük olan fotoğraflarda ana konu net, ana konunun önünde ve arkasındaki boşluk fludur.

Flekso Baskı Terimleri

Flekso Baskı : Doğrudan yüksek baskı sisteminin bir dalıdır. Baskı kalıbının yüzeyinde yüksekte kalan işli alanlardaki mürekkep almış görüntülerin basınç etkisiyle baskı malzemesinin üzerine geçirilmesi esasına dayanan bir baskı yöntemidir. Kalıbı lastik olan baskı tekniğidir.Flekso baskı yönteminde kullanılan baskı kalıplarının baskı kalıplarının baskı yapan kısımları yüksektedir. Baskı kalıplarının basmayan kısımları ise derindir. Flekso baskı makineleri rotatif oluf bobin kağıt veya plastik folyeler üzerine baskı yapar. Flekso baskı sistemi çoğunlukla ambalaj, etiket ve gazete baskısında kullanılmaktadır.

Anilin boya: Taş kömürü eterinden elde edilen organik boyadır. Flekso baskıda kullanılır.

Anilox merdane: Tramlı merdane. Görevi hazne merdanesinden aldığı mürekkebi baskı silindirine aktarmak olan anilox merdane krom veya seramikle kaplı metalden yapılmış olup üzerinde lazerle oyulmuş olup eşit derinlikte gözenekler bulunmaktadır.

Hazne merdane: Mürekkep püskürtme merdanesi

Rakle: Mürekkep sıyırma bıçağı.

Polietilen: Etilen gazının yüksek basınç ve temperatör altındaki polimerizasyondan meydana gelen termoplastik (yani ısı ile yumuşayıp yapışabilen bir filmdir. Ambalaj ve baskı sektöründe kullanılan ucuz ve transparan film.

Polivenil klorür (PVC) : Vinil asetat ve vinil klorür monomerlerinin polimerizasyondan elde edilen PVC film kokusuz, transparan, elastik, ve termoplastik bir yapıya sahiptir.

Polipropilen: Dökme PP film aynen PE gibi baz reçinenin çeşitli katkı maddeleri ile takviye edilmesinden sonra meydana gelir.

Selofan: Odundan elde edilen selüloz daha sonra kimyasallarla reaksiyona sokularak viskoz ve daha sonra da selülozhidrat haline getirilerek film şeklinde preslenir.Bu preslenen filme selofan denir.

Poliamid film: Isı yapışmadığı için genellikle PE ile lamine(birleşik) kullanılır.

Poliester: Poliester filmler (Pet)

Film: Ambalaj dalında film lifsiz organik bir maddenin ince ve elastik bir tabakasıdır.

Metalize film: Metalizasyon bir filmin düşük basınç altında rezistans ile ısıtılan seramik çubuklar üzerinde oluşan alüminyum buharları ile kaplanmasıdır. Bu metod kaplama, ambalaj sektörü için en ekonomik olduğundan dolayı çok kullanılır.

Alüminyum folyo: Su buharı ve gazlara karşı en iyi bariyer malzemelerden birisidir.Alüminyum folyonun kullanıldığı laminasyonlar sırasında karışıklıklar daha sonra folyonun yırtılmasına neden olur.Tamamen zehirsizdir. Dünyada gıda maddeleri ile direkt temas etmesine izin verilen malzemedir.

Laminasyon: Genel manada iki veya daha fazla materyalin birleştirilerek tek ve dayanıklı bir malzeme haline getirilmesi işlemi.

Solvent: Tiner, neft, terebentin, vernik gibi eriyiklerin (sıvı akışkan) genel adı.

UVC pozu: Flekso baskıda kalıp pozlama için kullanılan ve dalga boyu en düşük olan ışık kaynağı. UVC-pozu plaka yüzeyindeki yapışkanlığı ortadan kaldırır.UVC ışığı insan gözüne son derece zararlı olduğundan çıplak gözle bu ışığa direkt olarak bakılmamalıdır.

Nyflex kalıpları: Bu plakalar oldukça yumuşaktır. Oluklu mukavva baskılarında tercihen kullanılır. Sertlikler 34-42 shore arasında değişmektedir.

Fotopolimer: Plastik klişe ana maddesi.

Fotopolimer kalıpları: Polimer (plastik) malzemeden fotomekanik usullerle üretilen kalıplara fotopolimer kalıp denir. Bu kalıplar genellikle bükülebilir şekilde yapılmaktadır.

Flekso baskı kalıpları: Flekso baskıda hazırlanma yöntemine göre ayrılan iki ana kalıp türü vardır. Bunları lastik ve kauçuk kalıplarıdır.

Çinko klişe: Çinko klişenin hazırlanması fotomekanik yedirme yöntemi ile yapılmaktadır. Bu yöntem 2 şekilde yapılmaktadır.
a- Manuel olarak hassaslaştırma
b- Fabrikasyon olarak hassaslaştırma

Shore: Flekso baskıda kullanılan klişelerin sertlik derecesi.

Rölyef: Kabartma etkisi

Densite: Filmin yoğunluk değeri. Ya da kağıt üzerindeki renk yoğunluğu.

Forsa: İki kazan arası basınç ayarı.

Şap banyosu: Asit banyosu. Çinko kalıbın yıkanması için yapılır.

Emülsiyon: Kalıba dökülen hassas madde. (Işığa karşı duyarlı madde)

Hidrometre: Asit ölçer.

Cilt Yapımında Kullanılan Aletler

Demir Gönye ve Demir Cetvel : Ölçüm işlerinde dayanıklı olması açısından metal ölçü aletleri tercih edilmelidir.

Çekiç : Özellikle elle kambura açma işi için gerekir.

Pergel : Değişik cilt işlerinde kullanılır.

Deri Bıçağı : Deri kenarlarını inceltmeye yarar.

İp Kıskacı : Deri ciltlerde sırtın ip kabarcıklarını düzenlemeye yarar.

İp Dağıtmak İçin Teneke : Bu alet cilt iplerinin uçlarını dağıtmak için kullanılır. Çinko parçasından yapılır.

Biz : Bu alet pek çok işin yanısıra, daire şeklinde mukavva parçaları keserken de işe yarar.

Istaka: Cilt işlerinde kullanılan kağıt katlamaya yarayan kemik yada tahtadan yapılmış yassı bir el alet.

İskarpela : 15 mm genişliğinde keskin ağızlı bir alettir. Ciltbentlerde şerit geçecek yarıkları açmak için kullanılır.

Testere : Küçük bir el testeresi ve kıl testere bulundurulacak olursa oyma kalıp motifleri ve küçük yuvarlak kutu mukavvaları kesilebilir. Forma sırtlarını işaretli yerlerden kesmeye yarar.

Tahtalar : Kapağı takılmış kitap ve mukavvaları sert ağaçtan tahtaları arasında baskıya konur. Değişik büyüklükte tahtalara ihtiyaç vardır.

Yaldız Baskısı İçin Kumpas : Bu alet masa üzerine yatırılabilecek ve elle rahatça sıkılabilecek şekilde yapılmıştır. Bununla kitapların yaldızlama işi yapılır.

Deri Taşı : Üzerinde deri traş edilecek olan bu taş tahminen 30x40 cm büyüklüğünde bir litografya taşıdır.

Deri Ütüsü : Bu alet deriyi düzeltme de kullanılır.

Cilt İğneleri : Bunlar kitap dikmek ve şiraze örmek için kullanılan yorgan iğneleridir. Genelde büyük boylu ve ince olanları tercih edilir.

Zımpara kağıdından eğeler : Bunlar üzerine zımpara kağıdı yapıştırılmış mukavva veya tahta parçalarıdır. Büyükleri bir elle kolayca kavranabilecek kadar olmalıdır. Bu aletle mukavva kenarları yuvarlatılır. Bundan başka mukavvanın üzerinde veya kesik yerlerindeki pürüzleri düzeltir.

Boya çanakları, fırçalar, boya serpmek için teller ve sert fırçalar : Bunlar kitap kenarlarını boyamak, ayrıca renkli kağıtlar yapmak için kullanılır.

Dikiş tezgahı : El ile dikilecek kitap, defter gibi işlerin dikilmesi için kullanılan alete denir. Alt kısmı yeterli büyüklükte bir tabla ile, üstte gergi ipi veya şeritlerin gerileceği bir çerçeveden ibarettir. Tahtadan yapılmıştır.

Cilt Bezleri

Kaliko Cilt Bezi : Kalikolar pamuk ipliğinden yapılan cilt bezleridir. Dayanıklı cilt yapımında kullanılır. İlk olarak 1825 de yapılmıştır. Suya karşı hassastır. Islaklık leke bırakır. Sudan etkilenmeyeni de yapılmıştır. İki yüzü de örülmüştür. Fakat örgü dışarıdan belli olmaz.

Vinleks Cilt Bezi : Ana maddesi PVC (POLY VİNLY CLORUR) dır. Yıkanabilir, dayanıklıdır. Çeşitli kalınlıkta yapılabilir.

Üzeri Yazıyabilir Bezler : Özel olarak ehliyet, nüfus cüzdanı, kimlik kartları için imal edilir.

Alkor : Taşıyıcıları iplik değil kağıttır. Ambalaj kağıtları üzerine PVC kaplanarak yapılır.

Suni Deri : Dosya, klasör, kitap cildi sümen işlerinde kullanılır. Ana maddesi PVC' dir,

Diğer Bezler : Cilt kapağı olarak kullanılmayan tülbent, Paprolin bezlerde vardır. Bunlar daha çok harita onarımında şerit yerine forma sırtlarında kullanılır.

Deri Çeşitleri : Maroken, Sahtiyan, Domuz, Keçi, Koyun derileri cilt işlerinde en çok kullanılandır. Sayılanların ilk üçü en iyi ve dayanıklı olanıdır. Bunlar kimyasal işlemden sonra ciltlemede kullanılır. Koyun derisi ucuz, dayanıklı ve parlak olduğundan renklendirilerek kullanılır. Renklendirme de analin ve örtücü boya kullanılır. Örtücü boya derideki hataları giderir.

Bilgisayar Terimleri

3.5 inçlik disket: 3.5 inçlik çapı olan sağlam bir plastik koruyucu içinde esnek plastik teker. Sürücü türüne ve biçimlendirme yönetimine bağlı olarak 1.4 MB, 800 K ve 400 K bilgi saklayabilir.

Bayt: Sekiz bitlik seriler halinde saklanan bilgisayar veri parçalarına denir.

Bellek: Sonra okunmak üzere bilgi saklanabilen bilgisayar donanım ögesidir.

Bit: 0 ve 1 den oluşan ikili sayı sistemidir. Bilgisayarda yapılan bütün işlemler, yazılar, resimler...vb. 0 ve 1 lerden oluşan kombinasyonlar ile gerçekleşir.

CD: Compact disc’in kısaltması. Bilgisayarda üretilen tasarımların saklandığı bir harici yedekleme ünitesi.

CPU: (Central Processing Unit - Merkezi İşlem Birimi) Bilgisayarda yapılan bütün işlemler CPU da yapılır, bir nevi bilgisayarın beyni diyebiliriz.

Desktop: Masaüstü bilgisayar

Disk sürücüsü: Disk üzerindeki bilgileri okuyan diske bilgileri yazan ve diskin takıldığı aygıt.

Disk: Bilginin küçük manyetik noktacıklar halinde kaydedildiği düz ve yuvarlak manyetik yüzey.

Dosya Biçemi (Formatı) : Görüntülerin depolanma yöntemi (EPS, JPEG, TIFF...)

ENIAC: (Electronic Numerical Integrator Analyzer and Computer - Elektronik Sayısal İntegral Makinesi ve Bilgisayar) Dünyanın ilk ve en ünlü hesap makinelerinden biridir.

Gigabyte: Bilgisayarla ilgili kapasite ölçü birimlerden biri. Bin megabayt.

Hardware: Bilgisayarın mekanik kısmıdır. Monitör, harddisk içindeki tüm elektronik aygıtlar ve devreler gibi.

Image Setter: Bilgisayar görüntülerinden çıktı alırken çok yüksek çözünürlüklere ulaşabilen çıktı aygıtı.

LAN: Yerel alan ağları, küçük bir alan içindeki (örneğin bir binadaki) bilgisayarlar birbirine bağlanabilir.

Laptop: (Notebook) Dizüstü bilgisayar, taşınabilir özellikte olup bir desktop'ta bulunacak bütün özellikleri taşıyabilir.

LCD: Sıvı kristal gösterge. Bilgisayar ekranlarında kullanılan LCD teknolojisi, monitörlerin daha ince hale gelmesini sağlamaktadır.

MIPS: (Million Instruction Per Second - Saniyede milyon komut) Bilgisayarın bilgiyi işlediği hızı ölçmek için kullanılan terim

Palmtop: Avuçiçi bilgisiyar.

Ram: (Random Accses Memory - Rasgele Erişimli Bellek) Bilgisayar açık olduğu sürece veri ve komutları saklar, geçici bir bellektir, bilgisayar kapandığında içindeki tüm veriler kaybolur.

Rom: (Read Only Memory - Salt Okunur Bellek) Bilgisayarın nasıl çalışacağını söyleyen programların kaydını tutar. Bilgisayar açıldığında ROM'daki komutlar CPU'ya neler yapması gerektiğini söyler. Sadece okunabilir bellektir, komutlar değiştirilemez ve bilgisayar kapandığında silinmezler.

Sabit disk: Sürekli kapalı bir sürücü ya da kartuş bölmesi içindeki metal disk. Sabit diskler büyük çapta bilgi taşırlar.

Sığa: Belleğe ya da bir diske kaydedilebilecek veri miktarı.

Sıkıştırma: Bir dosyanın daha küçük bir dosya oluşturmak için yoğunlaştırıldığı veya renk verisi saklamak amacıyla belli piksellerin ihmal edildiği yöntem.

Software: Bilgisayarın görevini yerine getirebilmesi için ona verilen tüm bilgiler ve komut listeleri. Yani programlar. Bir bilgisayar sistemi hardware ve software'den oluşur. Software olmazsa, hardware tek başına çalışamaz.

Veri Yolu: CPU ile bellek arasında ya da CPU ile girdi/çıktı aygıtı arasında veri taşır.

Virüs: Verilere zarar vermek ya da yok etmek amacıyla yazılmış olan programlar. Bir bilgisayardan diğerine ağlar ya da disketler aracılığıyla geçebilir.

WAN: Geniş alan ağları, çok geniş bir alandaki bilgisayarlar birbirine bağlanabilir (ATM ler-bankomat)

Yazdırma kuyruklayıcısı: Bilgisayar genellikle verileri yazıcının basabileceğinden daha hızlı işler. Bu durum, yazıcının kendisine yetişmesini beklemesi yüzünden, bilgisayarın diğer işlerini yapmakta geri kalacağı anlamına gelir. Yazdırma kuyruklayıcısı, yazıcıya veri gönderilirken veriyi tutar, böylece bilgisayar başka işler de yapabilir.

Baskı Sonrası İşlemlere İlişkin Terimler

Cilt: Baskılı formaların çeşitli teknikler uygulanarak kitap haline getirilmesi işlemi.

Ciltci : Kitap ciltleme işini yapan kimse (mücellit).

Ciltcilik : Bir yapıtın sayfalarını çeşitli işlemlerde bir araya getirip ona son biçimini vererek süslü ve koruyucu sert ya da yumuşak bir kapakla donatmaya yönelik etkinlik.

Cilt makineleri: Cilt işleri için kullanılan, kağıt kesme, makas ve giyotinleri kırma-katlama makineleri, harman makineleri, tel ve iplik dikiş makineleri, tutkal, kambura, kapak takma, zımba ve pilyaj makineleri…

Giyotin (Bıçak): Kağıt tabakalarının küçük ebatlara bölünmesinde ya da ciltlenmiş formaların ağızlarından traş alınmasında kullanılan; günümüzde çoğu elektronik kumanda sistemli kesim makinaları.

Mukavva Bıçağı : Mukavvayı kesmek ve yarmak için kullanılır. Özel olarak bu işi için imal edilir. Sap kısmı kuvvetli, ağız kısmı ise istenilen ölçüye göre ayarlanabilen ve iki ağız keskin bir bıçaktır.

Amerikan cilt: Tutkallı cilttir. Bu yöntemle formalar dört kenarından kesilir ve plastik tutkalla sırtlarından birbirlerine yapıştırılır. Sırt yüzeyini tülbent ya da tel ile daha da sağlamlaştırmak mümkündür.Uzun süre kullanılması gerekli kitaplar ya da ajanda gibi yılın her günü kullanılması zorunlu olan ürünler dışında karton kapaklı ciltleme sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistem ülkemizde Amerikan Cilt türü olarak tanımlanmaktadır. Amerikan cilt makinesinde, harmanı çekilmiş formaların sırt kısmı özel tırtıllı bıçaklarla traşlanır, bu bölüme tutkal sürülüp kapak takılarak preslenir. Günümüzde yüksek tirajlı (roman, öykü, ders kitabı vb) ürünlerde ekonomik ve hızlı olması nedeniyle tercih edilir. Kuşe kağıtların ciltlenmesinde tercih edilmemelidir.

Mekanik Ciltleme : Bu yöntemde; kapak ve iç sayfalar biraraya getirildikten sonra metal ya da plastikten yapılmış spiral, vida ve perçinlerle birbirine tutturulur.

Telle Dikiş : Formaların ya da tabaka halindeki kağıtların tel zımba ile birbirine tutturulması işlemidir.Sırttan ve üsten telle dikiş olmak üzere iki şekilde yapılır. Sırttan Telle Dikiş : Dergi, broşür, bülten ve katalogların ciltlenmesinde, maliyeti düşük ve uygulaması en kolay olan sıttan telle dikiştir. Sayfaların tamamen açılarak kolay ve rahat bir okuma sağlaması bu yöntemin en büyük avantajıdır.

Üstten Telle Dikiş : Sırttan tutturulmayacak kadar kalın kitap, dergi, makbuz, bloknot, fatura ve bilet koçanlarının biraraya getirilmesinde üstten telle dikiş yöntemi kullanılır. Tek dezavantajı sayfaların tamamen açılmasına olanak vermemesidir. Tel, zamanla paslanıp sayfayı yırtabilir. Bu nedenle telle dikiş yöntemi, sözlük, ansiklopedi gibi başvuru niteliği taşıyan ve uzun ömürlü olması gereken yayınlarda tercih edilmemelidir.

İplikle Dikiş : Bu yöntemle formalar sırtlarından delindikten sonra; ipek, pamuk ya da naylondan yapılmış ipliklerle dikilirler. İpliklerle dikiş yöntemi günümüzde artık makineleşmiştir. Bu makineler basılan bütün formaları ardarda ve birbirine bağlı olarak diker. Dikilen formalar daha sonra, kitabın içeriğini oluşturan gruplar halinde kesilerek birbirinden ayrılır. İplikle dikiş pahalı ama en uzun ömürlü ciltleme yöntemidir.

Üç ağızlı giyotin: Ciltcilikte kullanılan ve kitapların üç tarafınıda el değmeden arka arkaya, otomatik kesen giyotin bıçak.

Kambura: Ciltte kitap sırtlarının yuvarlatılması işlemi. Çok sayfalı ve sert kapaklı kitap ajanda vb. materyallerin dayanıklılığını arttırmak ve estetik görünmesini sağlamak amacıyla iplik dikiş ve tutkallamanın ardından el ile (çekiç ile sırta vurarak) veya makine ile yapılan bir işlemdir.

Forma: Matbaacılıkta kullanılan temel hesaplama birimlerinden birisi olup, sekiz ön, sekiz arka olmak üzere 16 sayfadan oluşan kitap bölümüdür. Tabaka kağıdın saat yönünde üç kez katlanması ile elde edilir. Baskı hesabı, 4, 8, 16 ve 32 ...sayfa şeklinde 4'ün katları olarak planlanır. 4 sayfalık planlama çeyrek forma, 8 sayfalık planlama yarım forma ve 16 sayfalık planlama tam forma olarak ifade edilir.

Kırım: Tabaka halindeki basılı materyalin elle ya da makine ile katlanarak forma haline getirilmesi işlemi.Dört temel kırım tekniğinden söz edilebilir. Yatay, dikey, akardeon ve bohça kırım. Bu dört kırımdan 64 çeşit kırım üretilebilir.

Harman: Formaların cilt öncesi kitap birimi haline getirilmek üzere sırayla yan yana veya iç içe dizilmesi. Bazı durumlarda tabaka harmanı yapılması da gerekebilir. Tabaka harmanı için yatay ve kule tipi harman makineleri üretilmiştir.

Perferaj : Fatura, irsaliye, vezne alındıları, uçak vb. araçların biletlerinde kopyalarının kolay kopması için baş ve sırta yakın kısma boydan boya açılan deliklere denir.

Pilyaj : Dosya, broşür, dergi vs. gibi basılmış materyallerin kırım yerlerine denir.

Gofre (Kabartma) : Davetiye, tebrik, karvizit vb. gibi materyallerin üzerine kabartma tozu serpilerek ve bu kısmın üst tarafta kalacak şekilde fırınlanması işlemine denir. Gofraj işlemi, bir dişi ve bir erkek kalıp yardımıyla tipo baskı makinelerinde de yapılabilir.

Yaldız Baskısı : Metal klişe veya kurşundan hazırlanmış tipo baskı kalıbının ısıtılarak, cilt bezi ya da benzeri bir materyal üzerine konulmuş yaldız kağıdına (elle veya mekanik) yoluyla elde edilen transfer baskı.

Yaldız Boyama (Bronzlama): Toz halindeki varak, gümüş vb. yaldızların transparan baskı yapılmış baskı altı malzemesine serpilmesi yoluyla yapılan boyama işlemi. Dini kitap baskılarında, tarihi mozaik baskılarında ve ambalaj sanayindeki lüks ve pahalı kutu, kağıt baskılarına uygulanan altın, gümüş, bakır ve bronz rengindeki tozların sürülmesini kolaylaştırır.

Şiring (Paketleme) : Teslime hazır hale getirilmiş dergi, kitap, broşür, katalog gibi basılı materyallerin tek tek ya da ikili, üçlü olarak postaya verilmesi için plastik ambalaj malzemesinin (folyo) ürünlere sarılıp, ısı yardımıyla kenarlarının yapıştırılması işlemine denir.Ürünlerin taşınma ve depolanma sırasında nemden zarar görmesini ve dağılmasını önler.

Ebru : Ebruculuk, ciltleme tekniğinde kağıtta desen oluşturmak için el becerisiyle yapılan işlere denir.

Şömiz : Sıvama kapakların dışına sarılan gömlek. Şömizler kitap kapağı gibi tasarlanıp basılaraksert kapaklara takılır.

Lama : Giyotinin kesici çelik ağzı.

Cilt Tezgahı : Ciltlenecek kitapların elde dikildiği tahta aygıt.

Cilt Ana Kapağı (Yan kağıdı) : Ciltlenmiş bir kitapta, dış kapakların iç yüzlerini cilde bağlayan, dış kapakla ara kapak arasındaki yaprak (Bu kapağın ön ve arka yüzü yazısızdır.) Osmanlı ciltciliğinde bu kapaklar çoğunlukla ebruludur.

Broşlamak : Basımevinde basılan yaprakların ya da dikilmiş formaların sırtına karton ya da kağıt yapıştırarak bir cilt oluşturmak.

Kılavuzlu Cilt : Kitabın niteliğine ve önemine göre, kapakların, tek, çift ya da üçlü kılavuzla bezendiği cilt.

Kordonlu Cilt : Forma kırnaplarının kitabın sırtında küçük çıkıntılar oluşturduğu cilt.

Yarıklı Cilt : Forma kırnaplarını geçirmek için yaprakların sırttan yarıldığı cilt.

Kalamazo: İçine hareketli föy (yaprak) takılan ve bir anahtar düzeneği ile föy arasına göre ayarlanabilen bir tür klasördür. Kalamazolar, bilgisayarların olmadığı dönemlerde bankalarda, vergi dairelerinde ve pek çok işletmede muhasebe hesaplarının tutulmasında yardımcı defter olarak kullanılırlardı.

Baskı Altı Malzemelere İlişkin Terimler

Baskı taşıyıcı malzemeler: Boyayı kabul eden ve onu üzerinde taşıyabilen, cisimlere baskı taşıyıcı malzemeler" denir. Bu malzemeler genellikle kağıt, karton, mukavva olabileceği gibi, plastik folye, cam, seramik, metal, kumaş gibi çeşitli materyaller olabilir.
Kağıt: Hammaddesi odun, saman, paçavra gibi bitkisel maddeler olan, üzerine baskı yapılmaya elverişli tabakaya kağıt denir.
Kağıdın gramajı: 1 m2’nin gram olarak ağırlığı.
Kağıdın hamuru: Kağıdın yapılmadan evvelki son durumu.
Kağıdın suyu: Kağıdın makinada dokunuş istikameti.
Rule kağıt: Bobin halinde sarılmış sonsuz kağıt
Birinci hamur kağıt: Selülozu çok, odunu azdır.
İkinci hamur kağıt: Odun miktarı ile selüloz miktarı birbirene yaklaşıktır.
Üçüncü hamur kağıt: Odun miktarı çok, selüloz miktarı azdır.
Kuşe kağıt: Yüzeyleri dolgu maddeleri ile kaplanıp perdahlanarak kaliteleri yükseltilen bu kağıtların her iki yüzü parlak olanlarına kuşe kağıdı denir.
Tabii kuşe: Tabii kuşede dolgu maddeleri, kağıt hamurunun içine karıştırıldığı için, yüzeysel dolgu maddeli kuşe kağıtlara oranla bunların beyazlıkları daha azdır.
Kromelüks (krome) kağıt: Bir yüzü dolgu maddeleri ile kaplanıp perdahlanarak kalitesi yükseltilen bu kağıtlara krome kağıt veya kromelüks adı verilir. Bu kağıtların bir yüzü parlak diğer yüzü mattır.
Bristol karton: Çok beyaz ve iyi kalite bir karton cinsidir. 1., 2., 3., kalitede cinsleri vardır. Bir yüzü yarı parlak diğer bir yüzü beyaz mattır.
Pelur kağıt: Çok hafif, çok ince kağıttır. Düz ve soğan pelur cinsleri mevcuttur.
Otokopi kağıtları: Diğer adı mikrokapsül sıvamalı kağıt olan otokopy kağıtları, kendinden kopyalı kağıtlar olarak bilinir. Kağıdın bir yüzüne gözle göremediğimiz, içi mürekkeple dolu mikro kapsüller sıvanır. Kağıdın diğer yüzüne sert bir cisimle bastırıldığında (kalem gibi) mikrokapsül patlar ve bir alttaki kağıt yüzeyine aynı görüntü geçer. Fatura, irsaliye gibi çok kopyalı işlerde kullanılır. CB, CFB, CF cinsleri mevcuttur.
Ozalit kağıtları: Kağıt veya aydınger orjinallerden resim ve proje çoğaltmaya yarayan yüzeyi ışığa karşı duyarlı madde ile kaplı kağıttır. Matbaalarda amonyak developerli olanları kullanılır. Yapılan montajların baskıdan önce müşteriye onay için ozalit maketleri kullanılır ve direk montajda kullanılır.
Aydınger kağıtları: Daha çok mimarların kullandığı kaygan yüzeyli, saydam özel bir kağıt cinsidir. Matbaalarda düşük tirajlı tire işlerin baskısında film yerine kullanılır. Dizgilerin ters emülsiyonlu olarak laser printerlarda çıkış alınması yoluyla elde edilen aydınger çıktılar, doğrudan montajda kullanılır.
Papye kağıdı: İçinde herhangi bir dolgu maddesi olmayan emici yumuşak kağıt.
Kalender: Kağıt fabrikalarında kağıt ütüleme ve parlatma ünitesi veya makinası.
Higrometre: Nem ölçü aleti.
Karton: Bitkisel selülozun mekanik veya kimyasal yollarla istiflendirilmesi veya atık kartonların yeniden liflendirilmesiyle elde edilen hamurlardan üretilen sert, dayanıklı ve kalın kağıt malzeme olarak tanımlanabilir.
Stifnis: Kartonun eğilmeye karşı gösterdiği direnç olarak tanımlanan stifnis kutu üretiminde kullanılacak kartonun en önemli özelliğidir.
Metal: Daha çok ambalaj sanayinde kullanılan ve dayanıklıkları uzun ömürlü olan sac, teneke vb. metaryellerdir. Tabaka halinde basılırlar. Daha sonra şekillendirilirler. Üzerlerine renkli baskı yapılması için öncelikle beyaz emaye ile kaplanırlar, daha sonra baskıya alınırlar. Kola kutuları, konserve kutuları, diğer teneke (yağ, peynir, zeytin, pasta vb. ambalajlanmasında kullanılır.
Cam: Transfer baskı (labaratuvar aletleri vb), tampon baskı ve serigrafi baskı da kullanılan baskıaltı malzemesidir. Ambalajlamada cam kavanoz ya da şişe olarak karşımıza çıkıp, etiketli olarak kullanılabilirler.
Plastik: Enjeksiyon kalıplama yöntemiyle endüsteriden gelen erimiş plastik yüksek basınçla kapalı ve soğutulan bir kalıp içine püskürtülür ve orada sertleştirilir. Arzu edilen şekli aldıktan sonra çıkartılır.
Plastik Filmler: Polietilen (PE), polipropilen (pp), polivenül klorür (PVC), poliamid., poliester gibi türleri olan plastik filmler ambalaj sanayiinde; kimlik, kredi kartı vb. üretiminde yaygın olarak kullanılırlar. Vakumlu gıda sanayi, pet şişe sanayi, laminasyon teknolojisine dayalı kimlik kartı üreten sektörler plastik filmlerden yararlanılar.
Alüminyum folyo: Su buharı ve gazlara karşı en iyi bariyer malzemelerden birisidir.Tamamen zehirsizdir. Dünyada gıda maddeleri ile direkt temas etmesine izin verilen malzemedir. Alüminyum folyonun her iki tarafına baskı yapılabilir. Işığı iyi yansıtır. Bir tarafı mat ve diğer tarafı düzgün ve parlak olarak üretilir. Göz alıcı dizaynlar yaratabilmek için ters baskılı bir filme lamine edilebilir.
Ahşap: Serigrafi baskı ve tampon baskı tekniğinde baskı altı malzemesi olarak kullanılabilir.
Kumaş: Serigrafi baskının yaygın kullandığı baskı altı malzemelerden birisidir.

Banknot (Para) Basım Teknolojisi

Gravür Tekniği: Bir banknotun sahteciliğe karşı ana emniyet unsurudur. Bir çeşit oyma tekniğidir. Gravür sanatçıları bile kendi yaptıkları bir çalışmanın aynısını ikinci bir kez yapamazlar.

Giyoş: Resim, peyzaj, portre dışında banknotun fonunda görülen elle yapılması mümkün olmayan çok ince, yer yer inceli kalınlı, yer yer birbirine paralel, birbirini kesen ve tamamlayan negatif ve pozitif çizgilerin meydana getirdiği simetrik veya asimetrik şekil ve motiflerdir.

Banknot Tekniği: Şu aşamalardan oluşur. Ilk olarak bir banknotun ön ve arka yüzüne basılacak olan resim, portre, tarihi yer manzara vb. unsurların seçimi gelmektedir. Daha sonra seçilen unsurların grafik tasarımlarının, gravürlerinin yapılması, giyoş çizimlerinin ayarlanması, baskı makinesi için şablonların hazırlanması, kağıt ve mürekkebin hazırlanması, baskı servisinde kuru ofset, çukur baskı ve numaratör baskılarının yapılması, kurutulması, kalite kontrolünün yapılması, kesim ve paketlenmesi gelmektedir.

Baskı Makinaları: Banknot basımında kullanılan makinalar aşağıdadır. Bu makinalar sırayla baskı yaparlar, bir makina bastıktan sonra belli bir zaman bekletilen (kurutulan) kağıtlar diğer makinada işleme tabi tutulur.

1-Simultan (Kuru ofset) baskı makinası
2-İntağlio (Çukur) baskı makinası (arka baskı)
3-İntağlio (Çukur) baskı makinası (ön baskı)
4-Numaratör baskı makinası

Kağıt: Banknot basımında emniyetli olması ve baskı kalitesinin iyiliği yönünden pamuktan veya pamuk-keten karışımından imal edilmiş kağıtlar kullanılır. Banknotun dayanıklılık ve emniyet özellikleri düşünülerek en kaliteli pamuk ve ketenler seçilir. Önce hammaddeler temizlenir ve yabancı maddelerden arındırılır. Istenilen rengin elde edilmesi için (çeşitli kimyasal maddelerle) ağartma işlemi uygulanır. Daha sonra pişirme, bunu takiben bol artezyen su ile yıkanır. Tekrar su ilavesi ile hamur haline getirilir. Bu safhada istenen fiziksel dayanıklılığı sağlamak için gerekli ilaveler yapılır ve bu %99.5 su, %0.5 elyaftır. Bu karışım elekten geçirilerek kağıt elde edilir. Eğer arzu edilirse renkli elyaflar kağıdın hamuruna katılır. Emniyet şeridi ve filigran ise kağıdın imalatından sonra ve kurutulurken yapılırlar. Kağıt üretimi ülkemizde olmadığından dolayı; dışardan ihraç etmekteyiz.

Nyloprint Kalıp: Kuru ofset makinasında kullanılır. Fotomekanik atölyelerinde montajı yapılmış yada bilgisayardan elde edilmiş filmler, düz baskı kalıp atölyesinde kalıp şekline dönüştürülür. Her rengin montajı ve kalıpları ayrı ayrı yapılır.